"ADİL GEÇİŞ PROGRAMI UYGULANMADAN MADENLERDE DÜZENLEME YAPILAMAZ"
AKP İl Başkanı Mustafa Çağlayan ile CHP yönetimi arasında süren TTK'nin özelleştirilmesiyle ilgili tartışmaya Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk de katıldı.
Özgür Halkın Sesi'ne konuşan Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk, “Biz hâlâ 2. Dünya Savaşı’nın bittiğinden haberi olmayan Japon askeri gibiyiz. Birileri bize kömür çağının bittiğini hatırlatmalı.” dedi.
Bir Zonguldaklı olarak, adil geçiş programı hazırlanmadan, madenlerle ilgili yapılacak her türlü düzenlemeye karşı olduğunu söyleyen Dernek Başkanı Öztürk, Zonguldaklıların, Paris İklim Anlaşmasıyla ortaya çıkan sonuçları değerlendirip, kendine yeni konjonktüre uygun, yeni bir yol çizmesi lazım” diye konuştu.
Öztürk, AKP İl Başkanı Çağlayan’a, “Eğer dediğiniz gibi ‘Durmak yok üretmeye devam’ diyorsak, o zaman Paris İklim Anlaşması’nı niye imzaladık?” diye de sordu.
İşte Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk'ün açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:
PARİS İKLİM ANLAŞMASINA GÖRE 2050 YILINDA, DÜNYADA, KİMSE KÖMÜR, PETROL, DOĞAL GAZ GİBİ FOSİL YAKIT TÜKETMEYECEK
“AK Parti İl Başkanı Sayın Mustafa Çağlayan tanımımı mazur görsün lütfen, resmen köylü kurnazlığı yapıyor. Temsilciliğini yaptığı Ak Parti hükümeti son dönemde yaptığı tek iyi şey olarak Paris İklim Anlaşmasını imzaladı. Mecliste oy birliğiyle kabul edilen anlaşma, Cumhurbaşkanı tarafından da onaylanarak, yürürlüğe girdi. Biliyorsun uluslararası anlaşmalar, iç hukuk düzenlemelerinin üstünde oluyor. Buna göre 2050 yılına kadar kömürden çıkmamız gerekiyor. Dünyanın ekolojik yıkımının önlenmesi için bunun yapılması da şart.
TÜRKİYE’Yİ “DÜNYAYA VERDİĞİ SÖZÜ TUTMAYAN YALANCI BİR ÜLKE DURUMUNA DÜŞÜRÜYOR
Anlaşmayı izmzalayarak, dünyaya, 2030 yılına kadar sera gazı emsiyonu artışımızı %21 azaltma sözü verdik. 2050 yılında da pek çok ülke ise karbon emsiyonunu sıfırlayacak. Bu şu demek: 2050 yılında, dünyada, kimse kömür, petrol, doğal gaz gibi fosil yakıt tüketmeyecek. Bizim “sıfır karbon” konusunda net bir sözümüz olmamasına karşın anlaşmayı imzalayarak sürece dahil olduğumuzu dünyaya ilan ettik. Sayın Çağlayan bunları bilmiyor olamaz. Eğer onun dediği gibi Durmak yok üretmeye devam' diyorsak, o zaman bu anlaşmayı niye imzaladık? Bu ayrıca ülkemize yakışan bir tutum da olamaz. Sayın Çağlayan ne kadar farkında bilmiyorum. Türkiye’yi 'Dünyaya verdiği sözü tutmayan yalancı bir ülke' durumuna düşürüyor ki, bu kabul edilebilir bir şey değildir.
"ZONGULDAK KENDİNE YENİ KONJONKTÜRE UYGUN YENİ BİR YOL ÇİZMELİDİR"
Kim ne derse desin şayet biz hukukun üstünlüğüne inanan, kurumları ve kuralları olan bir ülkeysek Kayıhan Pala’nın dedikleri kesinlikle doğrudur ve Türkiye, kömürden çıkışı tartışmak zorundadır. Bunun sonuçlarından en çok etkilenecek kentlerden biri olan Zonguldak çok daha yoğun şekilde tartışıp kendine yeni konjonktüre uygun bir yol çizmelidir. Özeti şu: Bu tartışma bana Zonguldak’ın 2. Dünya Savaşı’nın bittiğini bilmeyen Japon Askeri gibi olduğunu gösterdi. Birileri, başta siyaset erbabı olmak üzere, hepimize, kömür çağının bittiğini hatırlatmalı.
ADİL GEÇİŞİ PROGRAMI UYGULANMADAN MADENLERDE YAPILACAK HER TÜRLÜ DÜZENLEME YANLIŞTIR
Yani siz kömür ocakları derhal kapatılmalı mı diyorsunuz? Keşke öyle bir imkân olsa da desem, ama bu pratikte mümkün değil. Ben kentte yeşil ekonomi bağlamında sektörel çeşitliliği hedefleyen adil bir geçiş programı öneriyorum. Böyle bir program ortaya konmadan madenlerde yapılacak her türlü düzenlemeye, her Zonguldaklı gibi itiraz ederim. İki, iki daha dört, 2050 değilse, 2060’a kadar dünyada tüm kömür ocakları kapatılacak. Bundan elbette Türkiye de payını alacak. 30, 40 yıl insan yaşamı için anlamlı olsa da, toplumsal alanda bir şey ifade etmez. Bizim acilen harekete geçip kömür sonrasını planlamamız, kenti buna hazır hale getirmemiz gerekiyor.
EMEKÇİLERİN İŞ GÜVENCESİNİ, ÇALIŞMA HAKKINI GARANTİ ALTINA ALAN BİR PROGRAM ORTAYA ÇIKARILMALIDIR
Bakın geçtiğimiz yıllarda baca gazı arıtma tesisleri olmadığı için yanlış anımsamıyorsam aralarında ÇATES’in de olduğu 10 adet termik santral bir anda kapatıldı. Bir gecede on binlerce insan işsiz kaldı. Bizim gibi her platformda termik santrallere karşı mücadele eden insanlar, orada çalışan emekçilerin iş, ekmek mücadelesinin yanında olmak zorunda kaldı. Yarın bir gün, tüm Zonguldak’ın aynı duruma düşmemesi için tüm aktörlerin katılımıyla bir program ortaya çıkarılmalı, emekçilerin iş güvencesi, çalışma hakkı gibi kentin ekonomik gelişimi de garanti altına alınmalıdır. Ocakların kapatılması ancak ondan sonra konuşulabilir.
Haber: Cevat Baran ÇAYDAŞ