Çaycuma muhteşem bir yer olmuş

40 yıl sonra çocukluğunun geçtiği ilçeye gelen Murat Cinan gördükleri karşısında şaşkın kaldı

Çaycumalılar Buluşuyor etkinliklerine katılmak için tam 40 yıl sonra Çaycuma’ya gelen Murat Cinan gördükleri karşısında şaşkına döndü. Cinan: “Çocukluk arkadaşlarımla gezdim, çok sağ olsun Bülent Başkanım da gezdirdi, Çaycuma çok güzel, muhteşem bir yer olmuş. Bayıldım, bayıldım, bayıldım. Anlatılmaz yaşanır. Gördüğüm her şeye çok şaşırdım. Bazı yerleri tanıyamadım. Çaycuma ana hatlarını, dokusunu koruyarak muhteşem yer haline gelmiş.”

Çaycuma’daki SEKA Kağıt Fabrikasının kurucu kadrosu içinde yer alan Enver Cinan, 1968’de, eğitim şefi olarak atanıyor. Oğul Murat Cinan, ilçeye, henüz 40 günlük bebekken, annesinin kucağında geliyor. Çaycuma için “SEKA” deyip geçmeyin. Bölgenin zengin ormanlarından faydalanıp oluklu mukavva, ambalaj kağıdı ve selüloz üretmek için kurulan fabrikanın 1965’te atılan temeli, ilçenin, çıkacağı bambaşka yolculuğun dev adımını da oluşturuyor. O vakte kadar tam bir tarım kenti olan Çaycuma, tarımın yanı sıra bir sanayi ve ticaret kenti haline de geliyor. İlçenin dışarıdan göç alıp nüfusunun artmasını sağlamakla kalmıyor, kent merkezindeki sosyal tesisleri ve oluşturduğu üretim kültürüyle bir sosyal dönüşüm de yaşatıyor. Aynı dönemde İstasyon ve SEKA caddeleri de içinde birçok yol, devrim sayılabilecek bir uygulamayla duble yol genişliğine çıkarılıp, granit parke ile kaplanıyor. Murat Cinan geldiğinde, köy irisi bir kasaba olan Çaycuma, kent olmanın sancılarını yaşıyor.

JEOFİZİK MÜHENDİSİ BİR BANKACI

İzmir Yüksek Ticaret Okulu mezunu olan Baba Enver Cinan, eğitim şefi olmanın yanı sıra sivil savunma uzmanı olarak da çalışıyor. Daha sonra kendisi de bir SEKA çalışanı olacak Anne Sevin Cinan, ücretli öğretmenlik yaparken ilk, orta ve lise öğrenimini burada yapan oğlunun da öğretmeni oluyor. O günleri anlatırken, “Dedem bir paşaydı. Annem de babasından öğrendikleriyle bizi askeri disiplinle yetiştirdi. O kadar ki, öğretmenim olduğu zamanlarda, iltimas geçmeyeceğim diye, beni 45 dakika ayakta beklettiğini biliyorum. Sık sık sözlüye kaldırır, zor durumda bırakacak sorular sorardı” diyor. Şimdi adı Nihat Kantarcı Anadolu Lisesi olan Çaycuma Lisesin, 6 Fen B sınıfından mezun oluyor. 1985’te girdiği üniversite sınavını kazanarak Yıldız Teknik Üniversitesi Kocaeli Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği bölümünde okuyor. Buradan mezun oluyor ama mesleğini hiç yapamıyor. Hayat bankacılık sektöründe yüzüne gülüyor, çeşitli bankalarda yaptığı 25 yıllık görevin ardından emekli oluyor.

56 YAŞINDA KONSERVATUVAR ÖĞRENCİSİ

Esas tutkusu müzik, Cinan’ın. İlk kez, hayatında da çok önemli yeri olan, Barbaros İlkokulundaki Öğretmeni Gülşirin Dirlik keşfediyor müzik kulağını. Çaycuma’nın önceki dönem Belediye Başkanlarından Orhan Yardımcı’nın Halk Eğitim Müdürlüğü zamanında, orada, halkoyunları oynamaya başlıyor. Birçok yarışmada Çaycuma’yı temsil ediyor arkadaşlarıyla. Nilgün Çelik liderliğindeki ekibe, zaman zaman darbuka çalarak da destek veriyor. Sonrasında da müzikten hiç kopmuyor. Vurmalı ve tuşlu çalgıların yanı sıra bağlama da çalıyor. Şimdilerde nitelikli müzik yapan bir grup içinde yer alan Cinan, özel günlerde, Anadolu rock şarkıları söyleyen bir vokal olarak da yer alıyor sahnede. Müzik öylesine derin bir tutku ki, 56 yaşında konservatuvara başlıyor. 17-18 yaşında gençlerle birlikte eğitim almanın, olağanüstü bir deneyim olduğunu söylüyor.

KIRK YIL SONRA GELDİĞİM SOSYAL TESİSLERİN AYNI ŞEKİLDE KORUNMASI ÇOK GÜZEL

Çocukluğu, SEKA Sosyal Tesisleri’nin cennet gibi bahçesinde geçiyor. Genelde fabrikanın üst düzey bürokratlarının yaşadığı tesislerin bahçesinde oynadığı oyunları, yaptığı arkadaşlıkları, hâlâ amca, teyze diye andığı komşularını her anımsadığında içini ısıtan güzellikler olarak taşıyor hatırasında. “Yazları cümbür cemaat Kızılkum’a giderdik komşularımızla. Sosyal tesislerde, hafta sonları kuyu kebabı yapılırdı. Döner de yapılırdı çoğu zaman. Hep beraber büyük bir iştahla yerdik. Ülkenin dört bir yanını gezdim. İzmir’de, İstanbul’da lüks restoranlarda oturup kalktım. Ama orada yediğim tulumba tatlısının tadını hâlâ unutamıyorum. Doğum günlerimiz SEKA lokalinde yapılırdı, albümümde, o doğum günlerinden çok sayıda fotoğraf var. 40 yıl sonra geldiğimde, tesislerin, aynı şekilde korunmuş olmasına nasıl sevindim anlatamam. Her şeyin olduğu gibi durması çok güzel. Bana sorarsanız, şimdi daha güzel olmuş. Oturduğum evi ziyaret ettim, şimdi huzurevi olmuş, ikinci baharını yaşayan insanlarca kullanılıyor olması ayrıca mutlu etti beni. Çocukluk arkadaşlarımın yaşadığı evlerin önünden onlara canlı yayın yaptım.” diyor.

TESİSLERE HERKESİN GİREBİLMESİNE ÇOK MUTLU OLDUM

Anılarındaki Çaycuma, sosyal tesislerin dışında da çok güzel. Öğretmeninden esnafına, kaymakamından doktoruna “Ne güzel insanlardı” diyerek, art arda isimler sayıyor. Dostluklarını anlatırken, İstanbul Kasabı Seyfettin Uzaldı’nın, annesine, “Abla bugün gelme, sana göre ciğer yok.” deyişi bile hâlâ kulaklarında çınlıyor. Çocuk günlerinden en çok aklında kalansa çelik çomak oynadığı anlar. Filmi geri sarınca, Barbaros İlkokulunun bahçesinde oynadığı o oyunları, yaşamının unutulmaz sahnelerinden biri olarak gönül perdesine yansıtıyor. Unutamadığı bir şey de, okulun tam karşısında leblebi tozu satan bakkal. “Oradan leblebi tozu alır, gazozla birlikte afiyetle yer, bağıra çağıra oynamaya, koşturmaya devam ederdik. Babamın, annemin çok güzel dostlukları vardı. Onların çocukları da benim arkadaşımdı. Herkesle çok güzel ilişkilerimiz oldu ama SEKA mensubu olmayanları tesislere sokmazlardı. Zaman zaman kavga bile çıkardı hatta. Çok üzülür, bir türlü anlam veremezdim. Şimdi o ayrım kalkmış. Tesislere herkes girebiliyormuş, ne çok mutlu oldum, anlatamam.” diyor.

ÇAYCUMA ANA HATLARINI, DOKUSUNU KORUYARAK MUHTEŞEM YER HALİNE GELMİŞ

1986, yaşamlarının dönüm noktasını oluşturuyor ailece. O üniversite okurken, babası da, Kocaeli’ne tayin oluyor. Çaycuma ile fiziki hiçbir bağı kalmıyor böylece. Mezun olunca bazı sağlık sorunu yaşıyor, hayatın gailelerine ekonomik zorluklar da eklenince seyahate çıkamıyor bir türlü. Emekli olduktan sonra, çocukluğunun peşine düşen babası İzmir’e yerleşiyor. Hayatı İstanbul-İzmir ekseninde dönüyor bir süre. Çaycuma’daki arkadaşlarıyla ilişkisini hiç koparmıyor ama. Sosyal medya üzerinden ya da telefonla görüşerek iletişimini sürdürüyor. Çocukluğunun Bülent abisinin belediye başkanı olması onda başka heyecan uyandırıyor. Arkadaşlarının yanı sıra onun da daveti üzerine, hep niyetlenip bir türlü gelemediği Çaycumalılar Buluşuyor etkinliklerinin sekizincisine geliyor. Çaycuma’ya adımını attığı andan itibaren yaşadığı her an, bir duygu seline dönüşüyor. “Şu anki hislerimi anlatmam mümkün değil. Çocukluk arkadaşlarımla gezdim, çok sağ olsun Bülent Başkanım da gezdirdi, Çaycuma çok güzel olmuş. Bayıldım, bayıldım, bayıldım. Anlatılmaz yaşanır. Gördüğüm her şeye çok şaşırdım. Bazı yerleri tanıyamadım. Çaycuma ana hatlarını, dokusunu koruyarak muhteşem yer haline gelmiş. Spor tesisleri, arasta çarşısı, ahşap cami olağanüstü olmuş.” diyor.

DOKUZUNCU BULUŞMAYA SEKA’NIN ÇOCUKLARIYLA BERABER GELECEK

Kırk yıl sonra geldiği Çaycuma’da geçirdiği günleri, yaşamının dönüm noktalarından biri olarak yazıyor anı evine. Muazzam gelişme kaydeden Çaycuma’ya daha sık gelip müzik çalışmalarını sergilemek istediğini söylüyor, zaten hep gönlünde olan Çaycuma’yı daha da yakından takip edeceğini ekliyor sözlerine. Bu arada, kendine, bir de görev de yükleniyor: 2026’daki 9. buluşmaya, Çaycuma’nın bitimsiz yeşilliklerinde koşup bahçelerinde beraber oynadığı, aynı okullarda okuyup aynı yollarda yürüdüğü, benzer lojmanlarda büyüyüp aynı kampüste yaşadığı, SEKA’nın çocuklarını da getirecek beraberinde. Ülkenin dört bir yanına dağılmış albümlerdeki fotoğraflardan, Çaycuma’nın o altın günlerini anlatan bir fotoğraf sergisi de hazırlayacak. Kendi hayatına başka bir anlam katacak o buluşmanın, Çaycuma’nın bir döneminin anlatıldığı, belleklerin tazelendiği bir foruma dönüşeceğine inanıyor. “Çaycumalılar Buluşuyor fikri müthiş. Başka bir yerde örneği var mı bilmiyorum, harika bir düşünce. Çaycumalılara böyle bir ayrıcalığı yaşatan Çaycuma Belediyesine ve elbette ki çocukluğumun unutulmaz abisi Bülent Kantarcı’ya çok teşekkür ediyorum.” diyor. Eski arkadaşlarıyla yaptığı sohbetlerin içine yayılan tadına, SEKA’nın çocuklarının, 2026’da gerçekleştireceği büyük buluşmasının şimdiden duyduğu heyecanını katarak ayrılıyor Çaycuma’dan.

40 yıl sonra Çaycuma tanıyamadı muhteşem bir yer Murat Cinan şaşkın