"DAVAYI REDDEDİYORUM. ÜST MAHKEME YOLU AÇIK"
Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu tarafından Bolu İdare Mahkemesinde, Gerede Deri ve Karma OSB'lerden günde 15 bin ton zehir niteliğinde kimyasal atık suyunun Gerede Çayına deşarj edilmesiyle ilgili açtığı dava reddedildi.
Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu tarafından konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle:
“Bolu İli Aladağlar’dan menba kalitesinde pırıl pırıl doğup, Köroğlu dağı eteklerinden süzülerek Gerede- Eskipazar-Çerkeş-Karabük-Yenice-Çaycuma-Devrek-Filyos yerleşim birimlerinden ve 100 lerce köyden geçen, geçtiği her yerleşim biriminde Ulusu-Gerede-Soğanlı-Yenice- Filyos gibi farklı isimler alan, havzasına yaşam sunan bir çaya, hatta bir nehir havzasına; Gerede Deri ve Karma OSB lerden günde 15.000 ton zehir niteliğinde kimyasal atıksu deşarj edilmesine, hepimizin yaşam alanlarını, 288 km boyunca ekosistemi, suda yaşaya tüm canlıları öldüren vahşete karşı açtığımız davanın kararı verildi.
BOLU İDARE MAHKEMESİ,
“DAVANIN;
Çevrenin korunması ve atık su deşarjının kontrol altına
alınması ile yeterli sayıda atık su arıtma tesisi kurulması talebi yönünden REDDİNE,
bölgedeki atık suların çevreye zarar vermeyecek konsantrasyon değerlerini sağlayıncaya kadar Organize Sanayi Bölgelerindeki üretim faaliyetinin durdurulması yönünden İNCELENMEKSİZİN REDDİNE” KARAR VERDİ…
MAHKEME KARARINI KABUL ETMİYORUZ.
BUNA DUR DİYECEK ANKARA’DA HAKİMLER MUTLAKA VAR..
Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu olarak bu yargı kararını kabul etmiyoruz. Bu kararın bozulması için Ankara İstinaf Mahkemesine yasal süreleri içinde itirazımızı yapacağız. Bu çevre felaketine, insan hakları ihlaline, bu anayasanın 156.maddesinde karşılğını bulan temiz bir çevrede yaşama hakkımızı ihlal edenlere dur diyecek Hakimler Ankara’da mutlaka vardır diyoruz. Adaleti aramaya devam edeceğiz.
Değerli BasınMensupları, Kıymetli Kamuoyu
Açtığımız davaya mahkemece verilen RED KARARINI eleştiriyoruz, bu haksızlığı kabul etmiyoruz.
Önce ifade etmek isteriz ki, Gerede çayında yaşanan bu kirlilik sadece bir iddia değil, gerçekliktir. Gerek yaşam alanlarımıza kadar ulaşan kötü koku, gerek çayda hiç balık kalmamış olması, gerekse de tarım ve hayvancılık faaliyetlerimizde yaşanan büyükbaş hayvan ölümleri ve sulama suyu sorunu gibi etkileri ile çarpıcı bir şekilde gözlerimizin önündedir. Ayrıca bu kirlilik Çevre Bakanlığınca Akredite Çevre Laboratuvarından aldığımız su analizi sonuçları ile belgelidir de.
Özetle bizler sadece çayın görünen hali ile sözde değil analiz sonuçlarına göre yasalara uymayan faaliyeti gösteren somut verilere de sahibiz ve bu veriler üzerinden davamızı açtığımızı belirtmek isteriz.
ÇAYDAN NUMUNELER ALDIK, ANALİZ SONUÇLARINI MAHKEMEYE SUNDUK, HERŞEY ORTADA.
AkrediteLaboratuvar tarafından alınan numuneler; 1.noktası çayın kirletilmeden önceki temiz bölümü, 2.noktası Karma OSB den gelen Deri içerikli sanayii deşarj noktası, 3.nokta Karma OSB deri dışındaki diğer fabrikaların deşarj noktası ve 4.nokta Deri OSB deşarj noktası olmak üzere dört ayrı noktadan alınmıştır.
Numuneler Akredite çevre laboratuvarınca analiz edilmiş ve analiz sonuçlarına göre kirlilik düzeyi aşağıdaki şekildedir.
“ …Deşarj öncesi Gerede Çayı’nda Toplam Kjeldahl azotu 5 mg/l’den azken deşarjlar sonrasında yaklaşık 80 kat artmaktadır. 4. Noktada Toplam Kjeldahl azotu YSKY’nde belirtilen değerin (1,5 mg/l üstü) 280 kat üzerindedir. Benzer şekilde yağ ve gres Deri OSB çıkışında yaklaşık 12 kat artış göstermektedir. Çizelge1’de görüleceği Gerede Çayı su kalitesi deşarjlar sonrasında bozulmakta ve kirlenmiş su-çok kirli su kalitesini yansıtmaktadır.
Gerede Çayı’nın kirlenme durumu SKKY alıcı ortama deşarj kriterlerine göre incelendiğinde ise (Çizelge 2), askıda katı madde, sülfür, Kimyasal oksijen ihtiyacı (KOI), Toplam Kjeldahl azotu, yağ ve gres, krom ve toplam fosfor derişimleri açısından alıcı ortam deşarj standartlarından dahi yüksek değerler bulunduğu belirlenmiştir. Özellikle iletkenlik Deri OSB çıkışında yaklaşık 2200 kat artarak 31640 µS/cm’ye ulaşmış, KOI yaklaşık 120 kat artmıştır. Toplam Kjeldahl azotu ise yaklaşık 80 kat artarak SKKY (Tablo 12. Deri, deri mamulleri ve benzeri sanayilerin atıksularının alıcı ortama deşarj kriterleri) sınır değer olan 120 mg/l’nin 4 kat üzerinde bulunmuştur.
Sonuç olarak, deşarj öncesi ve sonrasında alınan veriler incelendiğinde, deşarjlar sonrası Gerede Çayı’nın hemen hemen oksijensiz kaldığı, aşırı düzeyde kirlendiği belirlenmiştir. Bu durum, arıtım tesisinin çalışmadığı veya yeterli arıtma yapmadığının ve Karma ve Deri OSB’de bulunan işletmelerin suyunun arıtılmadan Gerede Çayı’na bırakıldığının göstergesidir.
Bu bakımdan atıklarını Gerede Çayı’na veren Gerede Karma OSB ile Gerede Deri OSB firmalarının faaliyetleri derhal durdurulmalı, ilave arıtma tesisi yatırımının en kısa sürede tamamlanması için gerekli önlemler alınmalıdır.”
YASALAR HALKTAN YANA AMA BÜROKRASİ UYGULAYAMIYOR. SİYASET HALKIN SORUNLARINA DUYARSIZ.
Kirlilik hem yöre halkı olarak yaşamımıza hem de analiz sonuçlarına yansımış durumda. Peki bu kirliliğin kanun ve yönetmelikler açısından durumu nedir? Ona bir bakalım.
A- Çevre Kanunu 15.Madde
Faaliyetlerin durdurulması:
Madde 15 – (Değişik: 26/4/2006-5491/12 md.)
Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca yayımlanan yönetmeliklere aykırı davrananlara söz konusu aykırı faaliyeti düzeltmek üzere Bakanlıkça ya da 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından bir defaya mahsus olmak üzere esasları yönetmelikle belirlenen ve bir yılı aşmamak üzere süre verilebilir.
Faaliyet; süre verilmemesi halinde derhal, süre verilmesi durumunda, bu süre sonunda aykırılık düzeltilmez ise Bakanlıkça ya da 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur.
Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike yaratan faaliyetler ile çevre izni veya çevre izin ve lisansı olmayan faaliyetler süre verilmeksizin durdurulur.(3)
B- Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği (SKKY)
Yaptırım
Madde 55 - (Değişik:RG-13/2/2008-26786)
Bu Yönetmelikteki yasaklara aykırı hareket edenler ve belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyenlere; ek süre verilmesi ve bu süre sonunda da yerine getirmediği takdirde faaliyetlerinin kısmen veya tamamen durdurulması Çevre Kanununun 15 inci maddesinde belirtilen makamlar tarafından, aynı Kanunun 20 nci ve 23 üncü maddelerinde belirtilen idari nitelikteki cezalar ise yine aynı Kanunun 24 üncü maddesinde belirtilen yetkili merciler tarafından verilir.
Mahkeme yerindelik denetimi yapamam demiş ama yukarıda açık olan hukukilik açısından da durumu değerlendirmeye girmemiş, İdari para cezası verilmesini yeterli görüp kirliliğin sürmesini görmezden gelmiştir.
ŞİMDİ YÖRE HALKI OLARAK SORUYORUZ.
Daha ne yapabiliriz?
Bu ülkede devlete millete saygılı, sorumlu yurttaş bilinci ile hak daha nasıl aranır ?
Bu ülkede temiz bir çevrede yaşamak hakkımız değil mi? Hak aramak bu kadar çileli, bu kadar karşılıksız mı kalır?
Dava öncesinde sorunun çözümü için atılması gereken her adımı attık.
Bakan Murat KURUM’un bizzat kendisi ile, Bakan Yardımcısı Fatma VARANK’ın bizzat kendisi ile, Çevre Yönetimi Genel Müdürü, ilgili Daire Başkanları, Bolu Valisi, Karabük Valisi, Çankırı Valisi, Bolu Çevre İl Müdürü, Karabük Çevre İl Müdürü, Gerede Kaymakamı, Gerede ve Eskipazar iktidar Belediye Başkanları, OSB’lerin Müdürleri, Sanayicilerin kendileri , TBMM’de dört kez Milletvekilleri Yazılı Soru Önergeleri, Bolu, Karabük İktidar ve muhalefet Milletvekilleri gibi bürokratik ve siyasi yetkililer, CNN TÜRK, Now, Halk TV, ANKA, İhlas Haber Ajansı, Doğan Haber Ajansı A haber, Tivi6, BRTV gibi ulusal ölçekli televizyonlar, Türkiye genelinde konuyu gündemine alan televizyoncu, belgesel yapımcıları ve yerel gazeteler gibi yazılı ve görsel basın, halkın tepkisi herşey yapıldı. Ama bürokrasinin çaresiz, iktidar siyasetinin kayıtsız ve sorunun çözümsüz kaldığına şahit olduk. Şimdi de Bolu İdare Mahkemesi kirliliği durudurn çağrımıza kayıtsız kaldı.
AMA YILMAYACAĞIZ
Şimdi soruyoruz,
Yaşam alanlarını savunmak, Anayasal hakkını kullanan Türkiye Cumhuriyeti vatandaş olmak bu kadar çileli mi olmalı?
Dünya, Sıfır Atık,Paris İklim Sözleşmesi, Yeşil OSB, Karbon Ayak İzi gibi kavramlar etrafında ortaklaşırken bu vahşi üretimde ısrar nedir? Sürdürülebilir mi?
Kirli üretimi de, göz yumanları da kınıyoruz.
Ama yılmayacğız. Mücadele daha yeni başlıyor. Anayasa Mahkemesine kadar devam edeceğiz.
Kamuoyuna saygı ile duyururuz.“