"Halkın İradesi Gasp Ediliyor"

Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) Zonguldak Şube Başkanı İsmail Sefertaş, yaptığı yazılı açıklamayla son dönemde artan muhalefet partisi belediye başkanları ve çalışanlarına yönelik "rüşvet" operasyonu gözaltılarını kınadı. Sefertaş, "Operasyonların hukuki değil, muhalif belediyelere ve halka korku salma amaçlı siyasi operasyonlar olduğunun açık kanıtıdır" dedi.

Tüm Bel-Sen Şube Başkanı İsmail Sefertaş, kaçma şüphesi olmayan halka mal olmuş siyasetçilerin gece yarısı evlerinin basılmasının, bu operasyonların hukuki değil, muhalefet partilerinin yönelttiği belediyelere ve halka korku salma amaçlı siyasi operasyonlar olduğunu belirtti.

Sefertaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Belediyelerin Yargı Eliyle Halktan Koparılmasını Kabul Etmiyoruz
Halkın oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanı daha yine bir şafak operasyonu ile gözaltına alındı. İstanbul Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı ve belediyeden bazı kişiler gece 01.30'da evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı.
Her geçen gün derinleşen açlık ve yoksulluğa bir çare üretmeyen, emekçilere sefalet ücretleri dayatan siyasi iktidar, her geçen gün yitirdiği toplumsal desteğini yargı sopasıyla gerçekleştirdiği siyaset mühendisliği operasyonları ile kapatmaya; 31 Mart’ta kazanamadığı belediyeleri halktan koparmaya çalışıyor.
Her gün halkın içinde olan, evi işyeri belli, herhangi bir kaçma şüphesi olmayan halka mal olmuş siyasetçilerin gece yarısı evleri basılarak gözaltına alınması söz konusu bu operasyonların hukuki değil muhalif belediyelere ve halka korku salma amaçlı siyasi operasyonlar olduğunun açık kanıtıdır.
31 Mart 2024 yerel seçimlerinden bu yana yine talimatlı yargı kararlarıyla önce DEM partili belediyelere kayyım atanmasıyla başlayıp ardından yerel seçimlerde birinci parti olan CHP’li belediyelerle devam eden bu süreç sonunda bugüne kadar aralarında Van, Mardin, Adana, Antalya ve İstanbul gibi büyükşehirlerin de olduğu 10’u DEM partili; 16’sı CHP’li toplam 27 belediyede halkın demokratik iradesine yönelik siyasi operasyon yapıldı; 25 belediyede seçilmiş başkanlar veya eş başkanlar görevden alındı.
Hukukun artık adaletin değil, intikamın aracı haline dönüştürüldüğü bu operasyonlar sonucu sipariş itirafçı ifadeleri dışında haklarında herhangi bir somut kanıt olmayan onlarca belediye başkanı ve belediye çalışanı sağlık sorunları olmasına rağmen tutsak edilmeye devam ediyor.
Bunun en somut örneği olan sağlık durumu cezaevi şartlarına uygun olmadığı, kanser geçirme riski olduğu nedeniyle geçirdiği ameliyat sonrası hijyen koşullarına ihtiyaç duyduğu bilinen Beylikdüzü Belediye başkanı Mehmet Murat Çalık’ın halen cezaevinde tutulmasıdır.
Anayasanın 17 inci maddesinde düzenlenen “Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Yaşama hakkı, bütün hakların temelidir. Savaş, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde dahi durdurulamaz, yok edilemez.” ilkesine açıkça aykırı bu durumun devam ettirilmesi, tutuksuz yargılanabilecek tüm belediye başkanlarının hiçbir hukuki gereklilik olmamasına rağmen görevden alınarak ısrarla cezaevinde tutulması; yargılamanın kendisinin bir cezalandırma aracı olarak kullanıldığını, bunun üzerinden topluma korku salınmaya çalışıldığını göstermektedir.
Sadece belediye başkanları değil, ilgili belediyelerde çalışan müdürler ve birçoğu Sendikamız üyesi emekçilerin de hedef seçilerek gözaltına alındığı veya görevden alınıp sürgüne gönderildiği bu operasyonlarla amaçlanan bir yandan halkın demokratik iradesinin alenen gasp edilmesiyken; diğer yandan da muhalif belediyelerin halka ve emekçilere yönelik politika ve uygulamalarını engellemek ve halkın gözünde bu belediyeleri tartışılır hale getirmektir.
Yargının adeta bir intikam aracı olarak kullanılarak demokratik siyasete müdahale edildiği bu anti demokratik ve siyasi operasyonları emek ve demokrasi güçlerinin bütününe yönelik sistematik saldırıların bir parçası olarak görüyor, kabul etmiyoruz.
Hayati sağlık sorunları yaşadığı bilinen Beylikdüzü Belediye başkanı Mehmet Murat Çalık başta olmak üzere halkın seçtiği tüm belediye başkanları ile bazıları Sendikamız yönetici ve üyesi olan belediye emekçilerinin derhal serbest bırakılmasını, halkın iradesinin gasp edilmesine yönelik bu siyasi operasyonlara artık bir son verilip, yerel yönetimlerin halkın kendi kendini yönettiği demokratik kurumlar olarak çalışmasının güvenceye alınmasını istiyoruz."