Zonguldak'ın Kilimli İlçesine bağlı Gelik Beldesi Dağbaca mevkiindeki kaçak maden ocağında çalışan 50 yaşındaki Afgan Vezir Muhammed Nourtani'nin ormanlık alanda yanmış cesedinin bulunduğu davada, aralarında ruhsatsız ocağın sahiplerinden eski MHP Gelik Belde Başkanı Hakan Körnöş'ün de yer aldığı 3'ü tutuklu ve 3'ü tutuksuz toplam 6 sanık dördüncü kez Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.Konuya ilişkin Emek Partisi (EMEP) Zonguldak İl Başkanı Ateş Türeli, yazılı bir açıklama yaptı. Türeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:KAMUOYUNA DESTEK ÇAĞRISI YAPTI"Emek ve demokrasi güçlerini, tüm kamuoyunu davayı takip etmeye çağırıyoruz.Zonguldak'ta kaçak işletilen bir maden ocağında yaşamını yitiren ve sonrasında üzerine benzin dökülerek yakılarak öldürülen Vezir Mohammad Nourtani'nin katledilmesiyle ilgili üçü tutuklu altı sanığın yargılandığı davanın dördüncü duruşmasına 20 Aralık 2024 Cuma günü saat 14.00'te Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam edilecektir."OLAYIN ÜSTÜ ÖRTÜLMEK İSTENİYOR"Basında yer alan haberlere göre, Nourtani ile o dönem birlikte kaçak madende çalışan ve cinayete ilişkin ifadeleri alındıktan sonra sınır dışı edilen kuzenler Anmet Ahmedi ve Ahmet Ahmedi video çekerek ölen madencinin eşi Kamergül Meliki'ye gönderdi. Kuzenler videoda kendilerine zorla 'Bir şey görmedikleri' yönünde ifade verdirildiğini belirterek Nourtani'nin ocak içinde kavga ettiğini duyduklarını söylediler. Afganlı madenciler videoda Nourtani'nin böbreğine 10 bin dolar teklif geldiğini ancak kendisinin 30 bin dolar istemesi nedeniyle teklifi kabul etmediğini söylediğini anlattı. Bu haberden de anlaşılacağı gibi bu vahşi olayın üstü örtülmek istenmektedir.'İŞÇİ ÖLÜMLERİNİN SORUMLUSU AKP İKTİDARIDIR'AKP Hükümetinin işçi düşmanı politikalarından yerli ya da göçmen ayırt etmeden bütün işçiler nasiplerini almaktadır. Hakları için Ankara‘ya yürümek isteyen Polenez işçileri göz altılarla yıldırılmak istenirken daha iyi bir ücret almak için greve çıkan Metal işçilerinin grevi ise 'Milli güvenliği tehdit ettiği' gerekçesi ile yasaklanmıştır. AKP’nin iktidarda bulunduğu 22 yılda ülkemizde 32 bin 984 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir. Ucuz emek gücü olan göçmen işçilerin ölüsü de sermaye için patronlar için bir külfet değildir. Çünkü bu vahşi sermaye düzeninde kayıt dışı çalıştırmanın ve hesap sorulmaz fikrinin rahatlığı ve cüreti vardır.'BU CİNAYETLERE DUR DENİLMELİ'Hem Türkiyeli hem de mülteci ve göçmen işçiler ucuz ve güvencesiz çalıştırılmaya, işçi cinayetlerine karşı birlikte mücadele etmelidir. Göçmen ve yerli işçi ayrımı yapmaksızın bu cinayetlere dur demek ve sorumluların cezalandırılması için Vezir Mohammad Nourtani'nin davasına sahip çıkmamız gerekmektedir. Vezir Mohammad Nourtani cinayeti münferit bir cinayet değildir. Münferit olmayan bu durumda Türkiye’deki göçmen düşmanlığının da payı vardır. Türkiye’de yaşayan bütün emekçiler, ezilen, sömürülen halk kesimleri, mevcut yasalarla sınırlı da olsa göçmenlerin eşit haklara sahip olmalarını savunmalı ve nefretin, göçmen düşmanlığının karşısında durmalıdır. Emek ve demokrasi güçlerini, tüm kamuoyunu cinayetten sorumlu tüm faillerin en ağır cezaları almaları için davayı takip etmeye çağırıyoruz."NE OLMUŞTU?10 Kasım 2023'te Kirat Mahallesi Koca Osman Sokak'tan geçenler, ormanda yanmış cesedi fark edip, ihbarda bulundu. Gelen ekipler tarafından, benzin dökülerek yakıldığı belirlenen ceset, otopsi için Atatürk Devlet Hastanesinin morguna götürüldü. Cesedin kaçak olarak işletilen maden ocağında çalışan 3 çocuk babası Afganistanlı Vezir Mohammad Nourtani'ye ait olduğu belirlendi. Otopside Nourtani'nin 9 Kasım'da öldüğü tespit edilirken, ailesinin 10 Kasım sabahı kayıp başvurusunda bulunduğu öğrenildi. Afgan madencinin cenazesi, 11 Kasım'da toprağa verildi. Nourtani'nin çalıştığı kaçak maden ocağının sahipleri Hakan Körnöş (46), Enver Gideroğlu (34) ve Körnöş'ün kuzeni Ahmet Aydın (52) tutuklandı. Ocak çalışanları Sercan Kayabaş (28), Eray Demiro (22) ve kömür ticareti yapan Alaattin Çayırlı (46) adli kontrolle serbest bırakıldı. Kaçak ocağın jandarma tarafından olaydan 4 gün önce kapatıldığı ancak sahiplerinin sonrasında tekrar açtığı belirlendi. Kaçak ocak, olayın ardından imha edilerek kapatıldı. İddianamede; kamera görüntü inceleme tutanağı ve bilirkişi raporunda yapılan tespitlerde Nourtani'nin vinç operatörü Sercan Kayabaş ile çalıştığı esnada ağır şekilde yaralandığı, vinç operatörü K'nın haber vermesi üzerine olay yerine gelen Alaattin Çayırlı ve Eray Demiro'nunmaktule ilk müdahaleyi yaparak ocağın dışına çıkardıkları
bu süre zarfında Vezir Nourtani'nin hayatta olduğu, sonradan olay yerine Enver Gideroğlu, Hakan Körnöş ve Ahmet Aydın'ın geldikleri, kolluk birimlerine ve sağlık kuruluşuna haber verilmeksizin Nourtani'nin araca battaniye sarılarak bindirildiği belirlenmişti.
Sanıkların beyanlarında olayın kaçak ocakta meydana gelmesi sebebiyle ocak kapatılmasın diye kolluk birimlerine ve sağlık kuruluşuna haber verilmediği, bu sebeple de Nourtani'ye zamanında müdahale edilemediği değerlendirildi. Nourtani'nin araba bagajında kaçak ocaktan götürülmesinin ardından olay yerinde kalan Sercan Kayabaş'ın kamera kayıt cihazın yönünü değiştirerek kırmaya çalıştığı ancak kamera kayıt cihazının kayıt almaya devam ettiği, Eray Demiro'nun ise Nourtani'ye ait kıyafetleri yakarak delilleri ortadan kaldırmaya çalıştı. Yaklaşık 3 saat boyunca bagajda taşınan Nourtani'yi petrol istasyonundan benzin alarak, kaçak ocaktan uzak konumda bulunan noktaya götürerek cesedini yaktılar. Vücudunun tamamına yakını yanmış olan Nourtani'nin cesedinde yapılan otopsisinde göğüs, batın ve diz seviyesine kadar kömürleşme derecesinde yanık olduğundan, iç organlarda, kemiklerde kayıplar olduğu, göğüs ve batın içi organlarda
gerekli inceleme yapılamadığına dikkat çekilmişti. Nourtani'nin eşi Qamer Gül Meliki de eşinin daha önceden patronları tarafından para karşılığı böbreklerinin istendiğini söylediğini belirtmişti. Taliban rejiminden kaçarak Zonguldak'a gelen aile geçici koruma başvurusu reddedilmiş, olaydan sonra sanıkların yakınları tarafından tehdit edildiklerini belirtmişti.
bu süre zarfında Vezir Nourtani'nin hayatta olduğu, sonradan olay yerine Enver Gideroğlu, Hakan Körnöş ve Ahmet Aydın'ın geldikleri, kolluk birimlerine ve sağlık kuruluşuna haber verilmeksizin Nourtani'nin araca battaniye sarılarak bindirildiği belirlenmişti.
Sanıkların beyanlarında olayın kaçak ocakta meydana gelmesi sebebiyle ocak kapatılmasın diye kolluk birimlerine ve sağlık kuruluşuna haber verilmediği, bu sebeple de Nourtani'ye zamanında müdahale edilemediği değerlendirildi. Nourtani'nin araba bagajında kaçak ocaktan götürülmesinin ardından olay yerinde kalan Sercan Kayabaş'ın kamera kayıt cihazın yönünü değiştirerek kırmaya çalıştığı ancak kamera kayıt cihazının kayıt almaya devam ettiği, Eray Demiro'nun ise Nourtani'ye ait kıyafetleri yakarak delilleri ortadan kaldırmaya çalıştı. Yaklaşık 3 saat boyunca bagajda taşınan Nourtani'yi petrol istasyonundan benzin alarak, kaçak ocaktan uzak konumda bulunan noktaya götürerek cesedini yaktılar. Vücudunun tamamına yakını yanmış olan Nourtani'nin cesedinde yapılan otopsisinde göğüs, batın ve diz seviyesine kadar kömürleşme derecesinde yanık olduğundan, iç organlarda, kemiklerde kayıplar olduğu, göğüs ve batın içi organlarda
gerekli inceleme yapılamadığına dikkat çekilmişti. Nourtani'nin eşi Qamer Gül Meliki de eşinin daha önceden patronları tarafından para karşılığı böbreklerinin istendiğini söylediğini belirtmişti. Taliban rejiminden kaçarak Zonguldak'a gelen aile geçici koruma başvurusu reddedilmiş, olaydan sonra sanıkların yakınları tarafından tehdit edildiklerini belirtmişti.