Madenci Anıtı önünde toplanan grup adına basın açıklamasında bulunan CHP İl Kadın Kolları Başkanı Nazan Pulat, kadın cinayetlerinin politik olduğunu belirterek, “İstanbul Sözleşmesi ve yasanın yetersiz uygulanması, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ve 6284 sayılı yasanın yetersiz uygulanmasının bedeli ne yazık ki kadınlarımızın canıyla ödenmektedir.” dedi.
Bisikletleriyle “Kaybettiklerimiz için pedal çeviriyoruz” yazılı pankart altında toplanan CHP'li kadınların eylemine İl Başkanı Devrim Dural, yönetim kurulu üyeleri, Kozlu İlçe Başkanı Merve Arslan ve Zonguldak Belediye Başkanı CHP'li Tahsin Erdem'in eşi Hande Erdem de eşlik etti.
CHP İl Kadın Kolları Örgütü üyeleri, Madenci Anıtı önünden başlayıp İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Çocuk Şube Karakoluna kadar pedal çevirirken, çevredeki vatandaşlar alkış ve kornalarla destek verdi.
Madenci Anıtı önünde toplanan grup adına basın açıklamasını yapan İl Kadın Kolları Başkanı Nazan Pulat, açıklamasında şunları kaydetti:
“KADIN CİNAYETLERİNİN EN BÜYÜK SORUMLULUĞU SİYASETİNDİR”
“Kadın yönelik şiddet şiddeti durdurmak hepimizin sorumluluğudur. Ve bu sorumluluğu sonuna kadar taşıyacağız. Dün İstanbul'da yaşanan vahşeti bir türlü önleyemeyen, önlenemeyen kadın katliamlarının geldiği son nokta. Kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddet vakalarının önlenmesinin en büyük sorumluluğu siyasetindir. Kadın olarak sokaktaki yaşam güvenliğimiz, gün geçtikçe yok olmakta. Bugün sokağa çıkmak için gerçek mücadelemizi vermesek yarın kapımızın önüne çıkamaz hale geleceğiz. Önlem almayı bütünüyle siyasetin kendisinden beklememeliyiz. Sokakları boş bırakmamalı. Korkuya yenilmemeliyiz.
'6284 SAYILI YASANIN YETERSİZ UYGULANMASININ BEDELİNİ KADINLAR CANIYLA ÖDÜYOR'
Şiddete maruz kalan kadınlar, bu yolda yalnız olmadığının farkına varmalı ve boyun eğmemelidir. Kadının susması, alttan alması, ekonomik bağımsızlığının olmaması gibi toplumsal dayatmaların şiddete tepki göstermemesinin önüne geçilmelidir. Kadına yönelik şiddetle mücadelede hepimize görev düşmektedir. Bizler, kadınların yanında olmalı, onların sesini duyurmalı ve bu sesi daha da güçlü kılmalıyız. Kadınları korumak, sadece bir yasayla değil, toplumun tüm kesimlerinin bilinçlenmesi ve dayanışmasıyla mümkün olacaktır. İstanbul Sözleşmesi ve yasanın yetersiz uygulanması, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ve 6284 sayılı yasanın yetersiz uygulanmasının bedeli ne yazık ki kadınlarımızın canıyla ödenmektedir.
“SESSİZ KALMAK ŞİDDETİ ONAYLAMAK DEMEKTİR”
Kadın cinayetlerinin önlenmesi için gereken adımların atılmaması, bir insanlık suçudur. Bizler, bu suça ortak olmamak için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz.
Kadına her türlü şiddetin karşısındayız. Kadın katliamına karşı susmayacağız. Sessiz kalmak, şiddeti onaylamak demektir. Bizler, sesimizi yükselterek, kadınların sesi olacağız ve kadın katliamının önüne geçmek için tüm kız kardeşlerimizle birlikte el ele mücadelemize devam edeceğiz. Kadına yönelik şiddeti durdurmak, hepimizin sorumluluğudur ve bu sorumluluğu sonuna kadar taşıyacağız.”
Haber: Cevat Baran ÇAYDAŞ