Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TümBel-Sen) Zonguldak Şube Başkanı İsmail Sefertaş, Beykoz Belediye Başkanı CHP'li Alaattin Köseler'in gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Sefertaş, "Beykoz halkının demokratik iradesinin
Talimatlı yargı kararlarıyla gasp edilmesini kabul etmiyoruz!" dedi.Beykoz Belediye Başkanı CHP'li Alaattin Köseler, bugün sabah saatlerinde "ihaleye fesat karıştırma" ve "görevi kötüye kullanma" iddiasıyla gözaltına alınmasının ardından, TümBel-Sen Zonguldak Şube Başkanı İsmail Sefertaş yazılı bir açıklama yayımladı. Sefertaş, açıklamasında şu sözlere yer verdi:
"Beykoz halkının demokratik iradesinin
talimatlı yargı kararlarıyla gasp edilmesini kabul etmiyoruz! AKP iktidarının, 31 Mart seçimlerinden bu yana halkın iradesini gasp etmeye yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarına bir yenisi daha eklendi. Beykoz Belediye başkanı Alaattin Köseler, hakkında yürütülen bir soruşturma gerekçesiyle sabah saatlerinde evi basılarak gözaltına alındı.
Halkın oylarıyla belediye başkanı seçilip görevinin başında olan ve hakkındaki herhangi bir adli soruşturma için çağrıldığında kendisi rahatça ifadeye gidecek olan Alaattin Köseler’in sabah saatinde evi basılarak gözaltına alınıp, yandaş medyaya da aslı astarı olmayan spekülatif haberler servis edilmesi söz konusu bu operasyonun hukuki değil tamamen siyasi saiklerle yapıldığını net bir şekilde göstermektedir.
Anlaşılan o ki, AKP demokratik yollarla sürdürmeyeceğini anladığı siyasi iktidarını, talimatlı yargı kararlarına dayanarak bir yandan kayyım atamalarıyla diğer yandan da hiçbir somut kanıta dayanmayan soruşturmalar üzerinden halkın iradesini gasp etmeye dönük haksız ve hukuksuz uygulamalarla baskı ve zor yoluyla sürdürmeye çalışmaktadır.
İktidarın demokrasiye yönelik aleni darbe anlamına gelen bu uygulamalarıyla göstermektedir ki iktidar ne İstanbul’da, ne Van da ne de Mardin’de, belediyeleri halkın yönetmesine tahammül edememektedir. Bu tahammülsüzlüğün önüne geçilmediği takdirde AKP iktidarının elinden geldiğince tüm belediyeleri halktan koparıp Sarayında merkezileştirmeye girişeceği açıktır.
Ülkemizi demokrasiden tamamen koparıp, totaliter bir tek adam rejimine dönüştürmeye dönük bu türden siyasal girişimlerin; hiçbir sorunu çözmediği gibi sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getirdiğini yıllardır acı bir şekilde deneyimledik. Bu yüzden, kan ve gözyaşından başka bir sonucu olmayan bu baskı ve zor politikalarından hukuksuzluklardan artık vazgeçin. Demokratik kurum ve kuruluşların özgürce çalışmasına izin verin; hukuksuz yere görevden aldığınız ve tutukladığınız belediye başkanlarını serbest bırakın, görevlerine iade edin.
Bizler, yerel yönetimlerin özgür, demokratik, halkçı olmasını bekler ve bu kapsamda mücadele ederken iktidarın halkın demokratik iradesini hiçe sayan ve demokrasiye darbe anlamına gelen, bugün Beykoz’da ve daha önce birçok belediyede yaşanan bu haksız ve hukuksuz uygulamayı kabul etmiyoruz.
Belediyelerin halkın kendi kendini yönettiği özgür ve demokratik kurumsallaşmalar olması için; parçası olduğumuz halkla birlikte belediyelerimize sahip çıkacağımızı, buralarda halkın ve emekçilerin iradesinden öte başka bir irade tanımayacağımızı ilan ediyoruz."
Talimatlı yargı kararlarıyla gasp edilmesini kabul etmiyoruz!" dedi.Beykoz Belediye Başkanı CHP'li Alaattin Köseler, bugün sabah saatlerinde "ihaleye fesat karıştırma" ve "görevi kötüye kullanma" iddiasıyla gözaltına alınmasının ardından, TümBel-Sen Zonguldak Şube Başkanı İsmail Sefertaş yazılı bir açıklama yayımladı. Sefertaş, açıklamasında şu sözlere yer verdi:
"Beykoz halkının demokratik iradesinin
talimatlı yargı kararlarıyla gasp edilmesini kabul etmiyoruz! AKP iktidarının, 31 Mart seçimlerinden bu yana halkın iradesini gasp etmeye yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarına bir yenisi daha eklendi. Beykoz Belediye başkanı Alaattin Köseler, hakkında yürütülen bir soruşturma gerekçesiyle sabah saatlerinde evi basılarak gözaltına alındı.
Halkın oylarıyla belediye başkanı seçilip görevinin başında olan ve hakkındaki herhangi bir adli soruşturma için çağrıldığında kendisi rahatça ifadeye gidecek olan Alaattin Köseler’in sabah saatinde evi basılarak gözaltına alınıp, yandaş medyaya da aslı astarı olmayan spekülatif haberler servis edilmesi söz konusu bu operasyonun hukuki değil tamamen siyasi saiklerle yapıldığını net bir şekilde göstermektedir.
Anlaşılan o ki, AKP demokratik yollarla sürdürmeyeceğini anladığı siyasi iktidarını, talimatlı yargı kararlarına dayanarak bir yandan kayyım atamalarıyla diğer yandan da hiçbir somut kanıta dayanmayan soruşturmalar üzerinden halkın iradesini gasp etmeye dönük haksız ve hukuksuz uygulamalarla baskı ve zor yoluyla sürdürmeye çalışmaktadır.
İktidarın demokrasiye yönelik aleni darbe anlamına gelen bu uygulamalarıyla göstermektedir ki iktidar ne İstanbul’da, ne Van da ne de Mardin’de, belediyeleri halkın yönetmesine tahammül edememektedir. Bu tahammülsüzlüğün önüne geçilmediği takdirde AKP iktidarının elinden geldiğince tüm belediyeleri halktan koparıp Sarayında merkezileştirmeye girişeceği açıktır.
Ülkemizi demokrasiden tamamen koparıp, totaliter bir tek adam rejimine dönüştürmeye dönük bu türden siyasal girişimlerin; hiçbir sorunu çözmediği gibi sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getirdiğini yıllardır acı bir şekilde deneyimledik. Bu yüzden, kan ve gözyaşından başka bir sonucu olmayan bu baskı ve zor politikalarından hukuksuzluklardan artık vazgeçin. Demokratik kurum ve kuruluşların özgürce çalışmasına izin verin; hukuksuz yere görevden aldığınız ve tutukladığınız belediye başkanlarını serbest bırakın, görevlerine iade edin.
Bizler, yerel yönetimlerin özgür, demokratik, halkçı olmasını bekler ve bu kapsamda mücadele ederken iktidarın halkın demokratik iradesini hiçe sayan ve demokrasiye darbe anlamına gelen, bugün Beykoz’da ve daha önce birçok belediyede yaşanan bu haksız ve hukuksuz uygulamayı kabul etmiyoruz.
Belediyelerin halkın kendi kendini yönettiği özgür ve demokratik kurumsallaşmalar olması için; parçası olduğumuz halkla birlikte belediyelerimize sahip çıkacağımızı, buralarda halkın ve emekçilerin iradesinden öte başka bir irade tanımayacağımızı ilan ediyoruz."