İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı CHP'li Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı CHP'li Resul Emrah Şahan ile Beylikdüzü Belediye Başkanı CHP'li Mehmet Murat Çalık’ın da aralarında olduğu 84’ten fazla kişi, geçtiğimiz pazartesi günü sabahın erken saatlerinde gözaltına alınmıştı.Yapılan gözaltılara toplumun farklı kesimlerinden tepkiler sürerken, bir tepki de Birleşik Kamu-İş Zonguldak İl Temsilcisi Metin Kahveci'den geldi.Kahveci, "Hukuksuzluğa karşı İmamoğlu’nun yanındayız" başlıklı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:"Siyasi iktidar, görevde olduğu çeyrek asır boyunca sistematik uygulamalarla yargıyı ve basını devre dışı bırakarak ülkede demokrasiyi askıya almıştır. Muhalefet sistemin dışına atılmış, iktidarı denetlemek bir yana bizzat ona hizmet eden bir yargı, köleleştirilmiş bir medya ve bu tablonun etkisiyle oluşan susturulmuş bir toplum istemektedir.
Hukuk ve demokrasinin yerle yeksan edildiği son gelişmeler göstermiştir ki, hukukun tarafsızlığına ve bağımsız yargıya yönelik müdahaleler derinleşmektedir. Önce diploma iptaliyle başlayan süreç (bilimi katlederek), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 107 kişinin 'çıkar amaçlı suç örgütü kurma' suçlamasıyla gözaltına alınmasıyla daha da endişe verici bir boyuta ulaşmıştır.
Bu adımlar, yalnızca bireylere yönelik bir hukuki süreç değil, aynı zamanda halkın iradesine müdahale anlamına gelmektedir. AKP yönetim anlayışı demokrasi mücadelesi verenleri ,güçlü gördüklerini, kısacası bükemediği eli gayri meşru oyunlarla yıkmaktadır. Anayasamızın güvence altına aldığı temel hak ve özgürlükler, siyasi baskılar ve keyfi uygulamalarla yok sayılmaktadır. Seçimle göreve gelmiş belediye başkanlarının ve kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerin hukuk dışı yöntemlerle susturulmaya çalışılması, demokrasinin temel ilkelerine aykırıdır.
Son dönemde yargının siyasi bir araç haline getirilmeye çalışıldığı, muhalefetin sindirilmeye çalışıldığı ve ifade özgürlüğünün baskı altına alındığı bir süreçle karşı karşıyayız. Hukukun yok sayıldığı, adaletin siyasi hesaplara kurban edildiği bu karanlık tabloya karşı, demokrasiyi ve adaleti savunmaya devam edeceğiz.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, hukuksuzluklara ve antidemokratik uygulamalara karşı durma sorumluluğumuzun farkındayız. Hukukun üstünlüğü, adaletin bağımsızlığı ve demokratik hakların korunması için her platformda sesimizi yükselteceğiz.
Bu süreçte tüm demokratik kitle örgütlerini, emek hareketlerini ve yurttaşlarımızı hukukun ve demokrasinin yanında durmaya davet ediyoruz. Demokrasi ve adalet mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz."
Hukuk ve demokrasinin yerle yeksan edildiği son gelişmeler göstermiştir ki, hukukun tarafsızlığına ve bağımsız yargıya yönelik müdahaleler derinleşmektedir. Önce diploma iptaliyle başlayan süreç (bilimi katlederek), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 107 kişinin 'çıkar amaçlı suç örgütü kurma' suçlamasıyla gözaltına alınmasıyla daha da endişe verici bir boyuta ulaşmıştır.
Bu adımlar, yalnızca bireylere yönelik bir hukuki süreç değil, aynı zamanda halkın iradesine müdahale anlamına gelmektedir. AKP yönetim anlayışı demokrasi mücadelesi verenleri ,güçlü gördüklerini, kısacası bükemediği eli gayri meşru oyunlarla yıkmaktadır. Anayasamızın güvence altına aldığı temel hak ve özgürlükler, siyasi baskılar ve keyfi uygulamalarla yok sayılmaktadır. Seçimle göreve gelmiş belediye başkanlarının ve kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerin hukuk dışı yöntemlerle susturulmaya çalışılması, demokrasinin temel ilkelerine aykırıdır.
Son dönemde yargının siyasi bir araç haline getirilmeye çalışıldığı, muhalefetin sindirilmeye çalışıldığı ve ifade özgürlüğünün baskı altına alındığı bir süreçle karşı karşıyayız. Hukukun yok sayıldığı, adaletin siyasi hesaplara kurban edildiği bu karanlık tabloya karşı, demokrasiyi ve adaleti savunmaya devam edeceğiz.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, hukuksuzluklara ve antidemokratik uygulamalara karşı durma sorumluluğumuzun farkındayız. Hukukun üstünlüğü, adaletin bağımsızlığı ve demokratik hakların korunması için her platformda sesimizi yükselteceğiz.
Bu süreçte tüm demokratik kitle örgütlerini, emek hareketlerini ve yurttaşlarımızı hukukun ve demokrasinin yanında durmaya davet ediyoruz. Demokrasi ve adalet mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz."