Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Yıldız ortak bir basın açıklaması yaparak köprüden kaç ton hurda çıkacağını açıkladı.
Köprüden kalan parçayla birlikte 1850 ton hurda çıkacağını, rakam vererek konuşanları da ispata davet eden Çağlayan, “Konuşanlar rapor getirsinler. Varsa bugün görevimi bırakmaya hazırım. O kadar net ifade ediyorum. Eğer getiremezseniz siz görevinizi bırakmaya hazır mısınız?” dedi.
Öncelikle hem kıymetli hemşerilerimizin hem de sizlerin yeni senesini tekrar kutluyoruz. Yeni senede Rabb'im sizlere sağlıklı, huzurlu, mutlu, başarılı iyi seneler nasip etsin. Tüm hemşehrilerimize Aileleriyle birlikte hayırlı seneler diliyoruz. Bugün burada siz basın mensuplarımız aracılığıyla hemşehrilerimize söylemek istediklerimiz var. Anlatmak istediklerimiz var. Aşağı yukarı dört beş aydır süregelen bir dedikodu gerçeğe yansıtmayan hemşehrilerimizin kafasını karıştırmaya çalışan bir ekip var. Bunlarla ilgili biz sizlere gerçek bilgileri vermek üzere bugün burada belediye başkanımızla, ilçe başkanımızla belediye meclis üyelerimizle huzurlarınızdayız. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum. Burada Fevkani Köprüsü'nün kaldırıldığı yerde hizmetin, çalışmaların hızla ilerlediği yerden sizlere hitap ediyoruz. Kıymetli hemşehrilerim, Fevkani Köprüsü artık yok. Ve şehrimiz nefes almaya başladı. Bunu tüm hemşerilerimiz görüyor. Bu konuyu sulandırmak isteyenler, bu konuyu bulandırmak isteyenler farklı yerlere kaydılar. Gördüler ki Fevkani Köprüsü'nün kaldırılmasını hemşehrilerimiz çok istiyorlar. Anketler yaptılar. Yüzde yetmişler, yüzde seksenler, yüzde doksan civarlarında Anket yayınladılar. Hemşehrilerimiz bu işi destekledi. Baktılar ki buradan olmayacak. Fevkani Köprüsü'nün, hemşehrilerimizin üzerinde yarattığı pozitif etkiyi kırabilmek için yalana sarıldılar. Hile hurda işlerini, çamur atarak bizim üzerimize çalıştılar. Bizler buna müsaade etmeyeceğiz. Sabırla izledik. Sabırla dinledik. Takip ettik. Fakat şimdi iş bitti. Sadece derenin üstünde bir kısım kaldı. Su geçişi yapıldıktan sonra o da kaldırılacak. Allah izin verirse kaza bela olmadan bu iş de bitmiş olacak. Hizmetine vatandaşlarımızın verilmiş olacak. Peki bu dert ne? Bu telaş ne? Vatandaşlarımızın memnuniyetini gördükleri için bir telaşa kapıldılar. Bu işin üzerini nasıl kapatabiliriz? Derdine düştüler. Şehir nefes almış Bu şehrin nefesini nasıl keserizin derdine düştüler. Bizlere çamur atmaya kalktılar. Şimdi bizler de size yapım aşamasında değil de bittikten sonra bitti gerçekleşen rakamlar üzerinden hitap etmek, gerçek bilgileri vermek istiyoruz. Geçmişte bu işin en başında belediye başkanımız ekibiyle birlikte Makine Kimya Enstitüsü'ne bir yazı yazıyor. Diyor ki bizim Fevkani Köprümüzü kaldırmamız gerekiyor. Risk teşkil ediyor. Bu riski ortadan kaldırmamız gerekiyor. Yazı Makina Kimya Endüstrisi'ne gidiyor. Makina Kimya Endüstrisi bize bir yazı gönderiyor. Bakın burası çok önemli. Bunun üzerinden sürekli siyaset yapmaya çalıştılar. Kısaca okuyayım. Diyor ki söz konusu köprünün yıkım maliyeti ve yıkım sonucunda buradan çıkacak olan muhtelif hurda malzemelerin fiyat yapılması ile bununla birlikte diğer bütün maliyet giderlerinin göz önünde bulundurulması neticesinde kamu zararı oluşacağı öngörülmekte olup bu sebeple yıkım işinin şirketimiz açısından ekonomik olmayacağı kanaati hasıl Hani söyleniyor ya şu kadar para, bu kadar bant. Diyor ki makineyi kimya endüstrisi, bu iş efektif değil. Bu iş ekonomik açıdan bizim yapabileceğimiz bir iş değil. Bu yüzden bu itibarla bahse konu köprünün yıkılması işinin şirketimiz ile yapılamayacağı yıkım işinin ve yıkım sonucunda çıkacak malzemelerin belediyeniz tarafından değerlendirilmesinin daha uygun olacağı değerlendirilmiştir. Arkadaşlar resmi evrakla sesleniyoruz. Hamasetle değil, sözle değil, uydurma cümlelerle değil, resmi evrakla sesleniyorum. Peki, bundan sonra ne oluyor? Bu yetkiyi belediyeye Makina Kimya vermiş. On sekiz Temmuz iki bin yirmi üçte ihalesi yapılan Fevkani Köprüsü yıkım işinin çok daha öncesinden başlatılan bir raporu var. Burada biz Böyle göz ucuyla bakıp da karar verilmiş bir durum söz konusu değil. Belediyemiz üniversitemize bir yazı daha yazıyor. Diyor ki köprüsünün çelik tonajının tespit edilmesi amacıyla sizden bir çalışma rica ediyoruz. Üniversitemiz bu işin uzmanları tarafından bir görevlendirme yapılıyor ve altı ay boyunca çalışılıyor. Her bir kısmı fotoğraflanıyor. Röntgeni çekiliyor ve belediyemize bir rapor sunuluyor. Deniliyor ki efendim acılık rampası bağlantı yolu. Ve diğer kalemlerin bütün hesaplamaları yapılıyor ve işte burada karşınızda Bin sekiz yüz kırk iki virgül on beş ton burada çıkar. Bilimsel araştırma. Biz neleri dinledik kıymetli hemşehrilerim? Araştırmaların raporları, röntgenleri de burada. Sizlere bunu sunuyoruz. Biz kendi düşüncelerimizi Değil, bilimsel olarak açıklanan, verilen raporlardan bahsediyoruz. Tek tek size hepsini gösterebiliriz. Kalem kalem, milim milim hesaplanmış. Peki 1842 olarak öngörülüyor ya. Bugün iş bitti. Ne kadar çıktı en son kalan parçayla yaklaşılan rakam 1850 ton. Şimdi şurasına bakalım. Öncelikle bir üniversitemize teşekkür ederim. Çok güzel bir çalışma, yerinde bir çalışma ve çok satma olmadan neredeyse milimetre milimetre hesaplanmış tam bir sonuç bulunmuş. Bugün iş bitti değil mi? Kantar fişlerimiz belli. Şurada da görüyorsunuz. Kamera var. MOBESE kameraları var. Dileyen iddiasını ispat etmeye ben davet ediyorum. Bu iddia sahiplerine. Özellikle altını çiziyorum. Bütün kameraları araştırın. Kamyonlara bakın. Yüklemeden sonra kameradan çıkıyor. Kantara giriyor. Ölçümü yapılıyor. Şu anda üniversitenin raporuyla birebir sonuçlanmış bir iş var karşımızda. İhalenin yapıldığı tarihteki burada rakamı altı nokta yedi. Yani yedi TL bile değil. Altı nokta yedi TL. Çarpın, çıkartın. Diyorlar ki partimize bilim insanlarını çağırdık. İfadeye bakar mısın? Partiye benim insanlarını çağırmış Cumhuriyet Halk Partisi. Ne demişler bilim insanlarına? Burada ne kadar burada var. Bir tane demiş ki beş bin ton. Bir tanesi demiş ki sekiz bin ton. Yine bir çağrı yapıyorum. Hangi birimin adamlarını çağırdıysanız davet ettiyseniz. Tıpkı bu rapor gibi bir tane rapor getirin. Atsınlar ya o bilim insanları imzasını. Ben bugün sizlere bunu net bir biçimde ifade ediyorum. Bunu ifade etme sebebi üzerimize atılan çamurdan sebep. Öyle bir rapor getirsinler. Bugün görevimi bırakmaya hazırım. O kadar net ifade ediyorum. Eğer getiremezseniz siz görevinizi bırakmaya hazır mısınız iddia sahiplerine söylüyorum. Bu sorunun net bir cevabı olmalı. Varsa iddianız beş bin ton, sekiz bin ton. Şu kadar rakam, bu kadar rakam, buyurun, yer burada. Çalışmalar burada. Bilim insanları dediğiniz kişiler gelsin. Üniversitemizden çalışmalar alsın. Belediyemizden çalışmaları alsın. Kendi çalışmalarını yapsın. Raporunun altına da imza atsın. Başka bir çağrımız daha var. Kame var dedik. İki satır yazınıza bakar. Zonguldak Adliyesine başvurusunu yaparsınız. Bakın biz bu zamana kadar ağzımızı açmamamızın sebebi zaten sizler gittiniz bu konuda adliyede suç duyurusunda bulundunuz. Bırakın da bir sonuçlansın. Adli mercilere intikal etmiş konuda bu kadar konuşulmaz. Konuşulmamalı Fakat bizler size rakamla, belgeyle bunu anlatıyoruz. İnanmayabilirsiniz çünkü şu hali gördünüz. Şehir artık nefes alıyor. Bu şehirde yaşayan insanlarımız umudu dirildi. Onların umutlarını öldürmenize fırsat Hemşehrilerimize sesleniyoruz. Bu şehirden umut etmekten vazgeçmeyin. Umudumuz dirildi. Umudumuzu diri tutacağız. Bu çalışmalarımızı da devam ettireceğiz. Öyle karalamalarla, suçlamalarla bir dakika dahi ara vermeyeceğiz" dedi.
ALMANYADAN GELEN PARANIN HESABINI VERMEDİNİZ HURDANIN HESABINIMI VERECEKSİNİZ ?
Kendin inandın mı buna. İnsanların aklıyla dalga geçmeyin.
Şıracının şahidi :)
Sayın Çağlayan sen sevilen satılan bir insandın şu resim bile sananolan sevgimizi bitirdi neler diyordun başkan için şimdi neler diyorsun helal olsun başkana sana iyi yapmış zamanında
Yiyin ağalar yiyin Memleketin meteliğe ihtiyacı varken isz Ferrari polis arabası yapın Saray yapın memleketin demirbaşlarını millete peşkeş çekin Allahında bir hesabı olur elbet