Bu geçtiğimiz hafta Halk TV’de katıldıkları Görkemli Hatıralar isimli program sonrası adından çok söz ettiren Madenci Korusu Derneği Başkanı Dursun Nazlı, Özgür Halkın Sesi’nden Mustafa Özdemir’in sorularını yanıtladı.
Kendilerine Zonguldak’ın markası olduğunuz diyenler için bir Devrek simidi kadar bir de etmediklerini söyleyerek istemeden Dursun Nazlı, politik olarak iktidara yakın durdukları yönündeki eleştirileri ise, “zalimce düşünmeden eleştiriyorlar. Biz kimsenin siyasi fikri olmayacağız” dedi.
SELDA BAĞCAN TELEFONLA ARADI
Halk TV’de geçtiğimiz hafta yayınlanan “Görkemli Hatıralar” isimli programda gösterdikleri performansı ile büyük beğeni toplayan Madenci Korusunun başkanı Dursun Nazlı, program sonrasında bir çok tebrik aldıklarını belirterek, “ ATV bizimle geniş kapsamlı bir haber yapmak için Zonguldak’a gelmek istiyor. Yine TRT’den arayan yetkililer madenci korusu ile ilgili belgesel çekmek istediklerini TRT müzik kanalında bize yer vermek istediklerini söylediler. Ayrıca görkemli hatıralar programının yapımcısı ve sunucusu Serhan Asker aracılığıyla ünlü sanatçımız Selda Bağcan bizzat beni arayarak Madenci Korusu ile birlikte bir proje yapmak istediğini söyledi. Kendisiyle telefonda görüşerek öncelikle on şarkılık bir repertuvar hazırlama konusunda anlaştık. Şarkıları belirledikten sonra ilk fırsatta Selda Bağcan ile birlikte madenci korusu stüdyoya girerek düet yapacak. Kısmet olursa Selda Bağcan’a Zonguldak’ta geliri deprem mağdurlarına verilmek üzere bir konser düzenlemeyi teklif edeceğiz” dedi.
MADENCİLERLE İLGİLİ ALGIYI KIRMAK İSTİYORUZ
O saz ekibi ile birlikte toplam 22 kişilik Madenci Korosu’nun Kozlu, Üzülmez, Karadon ve Gelik’ten gelen madencilerden oluştuğunu ifade eden Dursun Nazlı, “ bizim öncelikli hedefimiz maden işçileri ile ilgili yanlış algıyı değiştirmek. Bizler sadece grizu ve göçük facialarında yaşanan acılarla anılıyoruz. Halbuki maden işçileri ellerinin kazma tutmaktan başka yetenekleri de var. Yerin altındaki cevheri yer üstüne nasıl çıkartıyorlarsa yer üstünde de bambaşka yetenekleri var. En büyük hayalimiz en kısa zamanda sadece maden işçilerinin katıldığı bir ses yarışması düzenlemek. Bizler madencilerin gizli kalmış yeteneklerini ortaya çıkarmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
“KONSERLERİMİZİ ENGELLEMEK İSTİYORLAR”
Madenci Korosu olarak tek isteklerinin Zonguldak’ın bu koronun önünü açması olduğunu ifade eden Dursun Nazlı, “Madenci Korusu aslında hayallerinin peşinden koşuyor. Siyaset ve sendikada bir yerlere gelmek gibi bir beklentimiz yok. Bırakın destek görmeyi birileri bizim konserlerimiz iptal ettirmek için uğraşıyor. Bizim önümüzü açmaları, destek vermeleri halinde Madenci Korusu olarak üzerimize ne düşüyorsa yapacağız” dedi.
“KİMSENİN SİYASİ FİGÜRÜ OLMAK İSTEMİYORUZ”
“ AKP aday tanıtım törenine, AKP il kongresine katılmanız çok eleştirildi. Bu eleştiriler için neler söyleyeceksiniz?” şeklindeki sorumuz da yanıtlayan Madenci Korusu Derneği Başkanı Nazlı, “ biz madenci korusu olarak davet üzerine konserlere gidiyoruz. İstanbul’da katıldığımız AKP aday tanıtım törenine “Zonguldaklılar Buluşuyor” etkinliği olarak davet edildik. Yani biz orada adat tanıtımı olduğunu öğrendik. Ancak bazen zalimce düşünmeden siyasi olarak eleştiriyorlar. Kesinlikle her daveti kabul etmiyoruz. Çünkü biz bu işi para için yapmıyoruz. Evet AKP il kongresine de katıldık ancak sadece şarkılarımızı türkülerimizi söyledik. Bunun önü arkası yok. Aynı şekilde İstanbul’da bir çok CHP’li belediyenin davetini de icabet ettik. Madenci korosunda farklı siyasi kimliklerden insanlar var. Ama bu güne kadar hiçbir zaman siyaset konuşmadık. Çünkü biz siyasi figür olmak istemiyoruz. Menajerliğimizi yapmak isteyenler oldu ancak kabul etmedik” diye konuştu.
MARKA OLDUK AMA DEVREK SİMİDİ KADAR DEĞERİMİZ YOK
Madenci Korosu’nun Zonguldak’ın markası olduğunu ancak Devrek simidi kadar değerleri olmadığını söyleyerek sistemde bulunan Dursun Nazlı, “yeterince arkamızda durulmuyor. 33 madenci olarak yola çıktık şu anda 12 kişiye kadar düştük. Önceden her hafta çalışma yapıyorduk ancak hayatın bir akışı var. Şimdi o kadar sık bir araya gelemiyoruz. Madenci korusu olarak istesek çok para kazanabilirdik. Ama para işin ruhuna aykırı. Para işin büyüsünü bozuyor. Çoğu zaman yorgun argın işten çıkıp koro çalışmasına katılıyoruz. Birkaç kez kendi cebimizden müzisyen paralarını ödemek zorunda kaldığımız dahil oldu. Yani bu iş fedakarlık olmadan olmuyor” dedi.
“O SÜRME DEĞİL KÖMÜR KARASI”
O çoğu zaman korunun madencilerden oluştuğuna inanmak istemeyenler olduğuna işaret eden Dursun Nazlı başından geçen bir anekdotu şöyle anlattı: “Kastamonu’da bir ticaret fuarında sahne aldığımız konser sonrası bir adam yanımıza gelerek ‘kusura bakmayın ama ben sizin madenci olduğunuza inanmıyorum’ dedi. Koro Solistlerimizden Ferhat Çırak isimli madenci arkadaşıma yanımıza çağırdım. Ve o beyefendiden Ferhat’ın gözlerin içine bakmasını istedim. ‘Ne görüyorsunuz’ diye sorduğumda bana ‘ gözlerine sürme çekmiş’ dedi. Ben de kendisine ‘ o gördüğünüz sürme değil kömür karası’ şeklinde cevap verdim. O beyefendi bizden defalarca özür dileyerek helallik istedi.”
“ÇIRAĞAN SARAYINDA ÇIKTIK, AMA 1 MAYIS’A ÇIKAMADIK”
Madenci Korosu’nun düşünülenin aksine çok yetenekli üyelerden oluştuğunu ifade eden Nazlı, “Ferdi Tayfur’dan, Orhan Gencebay’dan arabesk okuyan arkadaşımız da var İtalyanca opera şarkısını söyleyen arkadaşımız da var. En büyük hedefimiz Madenci Korusu olarak yurtdışına açılmak. Ancak ne yazık ki Çırağan Sarayı’nda bile konser verdik ama bir kez bile 1 Mayıs’a davet edilmedik. Bir keresinde Mersin Büyükşehir Belediyesi tüm masraflarımızı çıktıktan sonra derneğimize hatırı sayılır bir bağış yapmayı taahhüt ettiği halde bizler Madenci Korusu olarak ilk 1 Mayıs konserimizi Zonguldak‘ta vermek istediğimizi söyleyerek reddettik. Ama maalesef yine olmadı. Yine sahne alamadık” şeklinde konuştu.
AYRIŞTIRICI DEĞİL BİRLEŞTİRİCİ MÜZİK YAPMAK İSTİYORUZ
Müzikal kalite olarak yetersiz oldukları, protest müziğe uzak durdukları yönündeki eleştirileri de yanıtlayan Dursun Nazlı sözlerini şöyle sonlandırdı: “açıkçası madenci korusu olarak ayrıştırıcı değil birleştirici müziği tercih ediyoruz. Başında da söylediğim gibi kimsenin siyasi figürü olarak anılmak istemiyoruz. Şu ana kadar Rusya’dan Bosna-Hersek’ten ve Almanya’dan teklif aldık ancak yurtdışına açılmak bizim kendi imkanlarımızla çözebileceğimiz bir şey değil. İş dönüp dolaşıp ekonomiye dayanıyor. Bırakın yurtdışına Ereğli, Devrek ve Kilimli Belediyeleri dışında Zonguldak’taki belediyeler bile bize sahne imkanı sunmadı. Müzisyen maliyetlerimiz ön hazırlıklarımız ses sistemi gibi ciddi masraflarımız oluyor. En az iki prova yapmamız gerekiyor. Yani mutfak masraflarımız da çok fazla. Bu yüzden piyasaya borçlandığımız belli oluyor. Eğer madenci korosuna hak ettiği değer verilirse Zonguldak ve madenci kültürünü Türkiye hatta dünya çapında tanıtmaya talibiz”
Madencilik Zonguldakta bir yaşam kültürüdür. Elbette sadece kazma kürek tutmadık. Şehrimizin sanat ve kültür adına uğraş veren bir sürü maden işçisi, emeklisi olan arkadaş var. Başta tiyatro olmak üzere, şair, yazar, ressam, karikatürist, ses sanatçısı madenci dostlarımız var. Ama işin ilginç tarafı bunlarında şehrimizde pek değeri bilinmedi.