İkinci Dünya Savaşı devam ederken savaşın hangi tarafın galibiyeti ile sonuçlanacağı henüz belli değildi. Almanlar. Ruslara karşı daha önde gözüküyorlardı. Zira 1940 yılında Almanlar Yunanistan’a kadar geldiler.
Henüz Almanların Türkiye’ye saldırıp saldırmayacağı belli değildi. Atatürk’ün sağlığında Yurtdışına giden ittihatçılar ise 1938’den itibaren İngiltere , Almanya gibi ülkelerden yurda bir bir dönmüşlerdi. Başta Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Killigil . Ne hikmetse Almanya’dan döner dönmez silah fabrikası açtı. El altından silah sattığı iddia edildi. Ülkede birden yine Osmanlı Döneminde olduğu gibi Turancı ,Milliyetçi rüzgarları esmeye başladı. Sol düşüncede olanlar eleştirilmeye başlandı. Hatta Kemalist solcular Komünistlik ile suçlandı. Fakat 1944 yılında Sovyetler Birliği lehine savaşın seyri değişince , aralarında Nihal Atsız’ın da bulunduğu bu kişiler tutuklandı.
Sonuçta savaş bitti.
Sovyetler Birliği savaşın galibi olarak , Türkiye’den toprak talep etti. Ayrıca boğazlarda askeri kontrol talep ediyorlardı. Balkan devletleri dahil kendi rejimini dayatmaya veya bazı kişilerce propagandaya tabi tutma eğilimi üzerine Amerika, Komünizm ile mücadele projesini hayata geçirmeye başladı. Bu yüzden Türkiye ile de görüşmeler başlamıştı.
Sovyetler Birliği tehlikesi İnönü’yü sıkıştırdı. Ayrıca parti içinde ABD yönünde baskılar arttı. Almanya savaşta mağlup olsa da , ülkeleri ABD İngiliz ve Fransızların kontrollüne geçti. Almanlarda da Rus tehditti karşısında ABD’nin yanında yer alma fikri ağır bastı. Türkiye’de de durum aynıydı. Ülkedeki anlayış yine sağ görüşteki insanların lehine döndü. Hatta 1943’de tutuklanan bazı isimler, tutuklandıkları sırada işkence gördükleri gerekçesi ile dönemin Milli Eğitim Bakanı ve 17 Nisan 1940 yılında Köy Enstitüsü kurucusu Hasan Ali Yücel’in azmettirici olduğunu iddia ettiler. Hasan Ali Yücel bunun üzerine dava açmış ama partisinden bile destek görmeyerek davayı kaybetmiştir. ABD ile o dönem CIA düzeyinde görüşmeler başladığında, Türkiye hakkında rapor hazırlamışlardı. Bu raporda ; Türkiye’de Komünist faaliyetlerin ve Rusya’ya yakınlığı sebebi ile işçi kenti olması dolayısı ile komünizme en yatkın il Zonguldak olarak belirlenmişti.
Aslında raporda kesin bir şey yoktu sadece uyarı şeklindeydi. Fakat CHP içindeki bazı gruplar ve Demokrat Partililer , Marshall yardımlarından faydalanmak için konuyu biraz abarttılar. (Çoktan Türkiye Politikası ABD tarafından belirlenmişti. İnönü bunu öngöremiyor veya gücü yetmiyordu.) CHP bu gelişmeler ve çıkartılan bazı dedikodular ve ABD’nin de bu yöndeki isteği üzerine Köy Enstitülerini kapatarak, öğretmen okullarına çevirdiler. Köy enstitüleri öğrencilerini Komünistlikle suçlamaları yine abartılan taktiklerden biri idi. Zira Köy Enstitüleri Rus Rejimi ile alakasız bizzat bu ülkenin milli bir projesi idi. Hatta daha 1924 yılında Amerikalı bir profesörün Atatürk`e , ülke şartlarında eğitimin düzeltilmesi için önerdiği bir modele dayanıyordu. Fakat aynı Amerika bu okullardaki eğitimi istemedi. Ayrıca ülkenin çok partiye geçmesi için baskı yapıyordu. Köy Enstitüleri aslında bir dönem mezun verdi ve 5 yıl süren eğitimde 17 bin 300 öğretmen yaklaşık 1500 sağlıkçı mezun verebilmişti. 1947 yılında Marshall Planı açıklanınca Türkiye bu yardımlardan faydalanmak için hemen çalışmalara başladı. CIA raporundaki Zonguldak dikkate alınarak hemen Zonguldak’ta “Komünizm ile Mücadele Derneği kuruldu. Kurucu Başkanı Bahattin Dökerel idi. (Bahattin Dökerel daha sonra “Kambur Köprü” olarak bilinen Ulu Cami önünde Soğuksu Köprüsünü yapan iş insanı ve müteahhittir.)
1948 yılında kurulan bu derneğin ismine “Zonguldak Kömür Havzası Komünizmle Savaş Derneği ” adı verildi. Amaç E.K.İ ve işçileri de bu derneğe çekmekti. Bu yüzden başkanlığa E.K.İ Müessese Müdürü İhsan Soyak getirildi. Fakat daha sonra İhsan Soyak dernek başkanlığından istifa etti ve derneğin adı da “Zonguldak Komünizm ile Mücadele Derneği oldu.
Fakat dernek oldukça pasif çalışıyordu. Zira ne madenci ne de Zonguldak gençleri derneğe üye olmuştu. Çünkü Zonguldak’ta böyle bir tehlike kimse görmüyordu. Gençleri derneğe çekmek için Zonguldak Halk Evinde bir iki konferans verildi. Kırım Dışişleri Bakanı olan milliyetçiliği ile bilinen Cafer Kırımer Zonguldak’ta Komünizm ’in ne olduğunu anlatan bir konferans verdi. Fakat yine de başarılı olunamadı.
Ta ki 1949 yılına kadar.
1949 yılında Nihal Atsız ’ın kardeşi olan Türkçü Nejdet Sancar'ın eşi Zonguldak’a tayini çıkar. (Tesadüf olmadığını düşünüyorum) Dolayısı ile daha önce ırkçılık ve Turancılık suçlaması ile abisi Nihal Atsız ile 1.5 yıl hapis yatan Nejdet Sancar Zonguldak’a gelir. Zonguldak’ta o dönem çıkan bazı dergilerde yazarlık yapar. (Zonguldak’tan ülkeye mesaj veriyorlardı.) Bu yazılar ülke gündemine oturan yazılardır. Daha sonra Mehmet Çelikel Okulu’nda derslere girmeye başlar. Nejdet Sancar'ın sınıfta konuşmalarını , Çelikel öğrencileri , dönemin Zonguldak gazetecilerinden Turan Tınay’a , aktarırlar. Öğrenciler Sancar’ın sınıfta İnönü hakkında “diktatör, bunak” gibi laflar sarf ettiğini söyler. Bunun üzerine Turhan Tınay gazetesinde bu konuyu ele alır . “Bu Öğretmen Derhal İstifa Etmelidir” başlıklı yazı yazar. Turhan Tınay'ın yazısı konuyu mahkemeye taşırken Turancı Nejdet Sancar apar topar Edirne’ye tayin edilir. Dernek ise bir süre sonra ilgisizlikten kapanır.“Komünizm ile Mücadele Derneği “Zonguldak’ta CHP destekli kurulan ve giderek suistimal edilen bir dernek oldu. Daha sonra Zonguldak Milletvekili olacak dönemin gazetecisi ve matbaa sahibi DP ‘li Ali Rıza İncealemdaroğlu, CHP ve İnönü düşmanlığı ile bilinen dernek başkanı Halit Taşman ve Nejdet Sancar gibi isimler bu derneği suistimal etmeye başlamış ve amacı aştığı görülmüştü. CHP'nin başlattığı Komünizm ile mücadele derneği , CHP'lilere karşı kullanılmaya başlandı.
1949 yılında kurulan Zonguldak Gazeteciler Cemiyetinin Başkanı Turhan Tınay’ın kaleme aldığı yazı aynı zamanda Nejdet Sancar'ın İnönü’ye hakaret davasına dönüşmüş ve Nejdet Sancar Zonguldak’tan gönderilmiş ,dernek ise kapatılmıştır.Daha sonra dernek İstanbul ,İzmir ve Ankara’da kuruldu. 1960’lı yıllardan sonra ülkenin çeşitli yerlerinde kurulan Komünizm ile Mücadele Derneği, bu dernekle alakası yoktur. ABD başkanı Truman ve Dışişleri bakanı George Marshall' , Komünizm ile mücadele kapsamında bazı ülkelere destek vereceklerini açıklamaları üzerine ,bu parasal desteği almak ve Rus tehdidinde ABD güvencesine girmek adına yapılan bazı politikalardan, Zonguldak’ta nasibini olumlu ,olumsuz şekilde almıştır.
Bu desteğin adı Marshall Yardımları olarak bilinir. Ve CIA raporunda Zonguldak yer alır. Bu aslında ABD’den gelecek olan paranın büyük kısmının Zonguldak’a yatırım olarak verilmesinde de rol oynar. Çünkü gönderilen para, sadece Komünizm ile mücadele altında yapılacak yatırımlar için kullanılmak zorundaydı. Bu neden ile Zonguldak’ta bir çok yapı ,bu dönemde Marshall Yardımları parası ile yapılmıştır. İşçilerin şehre çekilmesi için yapılan Bahçelievler'de lojmanlar. Bugün Zonguldak’ın en büyük mahallelerinden biri olmuştur. Zonguldak Limanı Güney Mendireği, Zonguldak ve Çatalağzı Lavuar gibi gelişmeler Menderes zamanında bu paranın kullanımı sırasında kazanıldı. İnönü zamanında yapılan anlaşma ve projeler olmasına rağmen , paranın kullanılması Menderes hükumetine nasip oldu. Hatta bu konuda Fevkani Köprüsü bu yüzden hem İnönü Köprüsü hem de Menderes Köprüsü olarak dilendirildi. Bir kısım proje İnönü’ye ait dese de bir kısmı Menderes’indir diyerek Köprünün adının kendi desteklediği liderin ismi ile anmak istemiştir.
Bu olay 1950’den sonra Kemalist kadroların tasfiyelerine neden olmuş ve ülke bambaşka bir rotaya yönelmiştir. Zonguldak'ta Demokrat Parti iktidarı 1960 ihtilaline kadar Zonguldak'ın tüm milletvekillerini almıştır.
1960 sonrası ABD ,Türkiye’ye yönelik politikalarını daha da farklılaştırdığı görülür. Örneğin 1940 yılındaki Turancılık daha çok ateist ve deist iken , 1960 sonrasında Ülkücü adı altında örgütlenen milliyetçiler , İslamcı milliyetçilere dönüşmüştür. Böylelikle Cumhuriyet Dönemi’nde ABD’nin bölgedeki politikaları neticesinde ilk İslami örgütlenme Ülkücüler ile başlamış oldu. Solcu gençler ise Komünist ve Maocu gibi çeşitli Rus yanlısı örgütlere yönelmiştir.
Ne garip ki ; hem solcular hem de sağcılar Atatürk`e saygı duymakla beraber, kendi devletinin rejimi yerine, iki güçlü devlet lehine etki altına girerek ,bölünmeye başlamıştır.
Böylelikle 14 sene süren Atatürk dönemi devrimler ve ilkeler, iki süper güç arasında yaşanan soğuk savaş nedeni ile boşa çıkarılmıştır.Hayati Yılmaz ile
Zonguldak TarihKaynaklar: Siyasi Tarih, Propaganda, Komünizmin İç Yüzü, Zonguldak Komünizmle Mücadele Derneği Yayınları, Zonguldak Birgün Matbaası, 1950
Komünist Nedir? Zonguldak Komünizmle Mücadele Derneği Yayınları
Kızıl Cennet Masalı-Nejdet Sançar-Zonguldak Komünizmle Mücadele Derneği Yayınları
NEJDET SANÇAR (ATSIZ) - ZONGULDAK KOMÜNİZMLE MÜCADELE DERNEĞİ YAYINLARI
NAZIM HİKMET MESELESİNDE AHMET EMİN YALMAN'A CEVAP
Uludağ Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi , Erkan Aydınlı
Henüz Almanların Türkiye’ye saldırıp saldırmayacağı belli değildi. Atatürk’ün sağlığında Yurtdışına giden ittihatçılar ise 1938’den itibaren İngiltere , Almanya gibi ülkelerden yurda bir bir dönmüşlerdi. Başta Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Killigil . Ne hikmetse Almanya’dan döner dönmez silah fabrikası açtı. El altından silah sattığı iddia edildi. Ülkede birden yine Osmanlı Döneminde olduğu gibi Turancı ,Milliyetçi rüzgarları esmeye başladı. Sol düşüncede olanlar eleştirilmeye başlandı. Hatta Kemalist solcular Komünistlik ile suçlandı. Fakat 1944 yılında Sovyetler Birliği lehine savaşın seyri değişince , aralarında Nihal Atsız’ın da bulunduğu bu kişiler tutuklandı.
Sonuçta savaş bitti.
Sovyetler Birliği savaşın galibi olarak , Türkiye’den toprak talep etti. Ayrıca boğazlarda askeri kontrol talep ediyorlardı. Balkan devletleri dahil kendi rejimini dayatmaya veya bazı kişilerce propagandaya tabi tutma eğilimi üzerine Amerika, Komünizm ile mücadele projesini hayata geçirmeye başladı. Bu yüzden Türkiye ile de görüşmeler başlamıştı.
Sovyetler Birliği tehlikesi İnönü’yü sıkıştırdı. Ayrıca parti içinde ABD yönünde baskılar arttı. Almanya savaşta mağlup olsa da , ülkeleri ABD İngiliz ve Fransızların kontrollüne geçti. Almanlarda da Rus tehditti karşısında ABD’nin yanında yer alma fikri ağır bastı. Türkiye’de de durum aynıydı. Ülkedeki anlayış yine sağ görüşteki insanların lehine döndü. Hatta 1943’de tutuklanan bazı isimler, tutuklandıkları sırada işkence gördükleri gerekçesi ile dönemin Milli Eğitim Bakanı ve 17 Nisan 1940 yılında Köy Enstitüsü kurucusu Hasan Ali Yücel’in azmettirici olduğunu iddia ettiler. Hasan Ali Yücel bunun üzerine dava açmış ama partisinden bile destek görmeyerek davayı kaybetmiştir. ABD ile o dönem CIA düzeyinde görüşmeler başladığında, Türkiye hakkında rapor hazırlamışlardı. Bu raporda ; Türkiye’de Komünist faaliyetlerin ve Rusya’ya yakınlığı sebebi ile işçi kenti olması dolayısı ile komünizme en yatkın il Zonguldak olarak belirlenmişti.
Aslında raporda kesin bir şey yoktu sadece uyarı şeklindeydi. Fakat CHP içindeki bazı gruplar ve Demokrat Partililer , Marshall yardımlarından faydalanmak için konuyu biraz abarttılar. (Çoktan Türkiye Politikası ABD tarafından belirlenmişti. İnönü bunu öngöremiyor veya gücü yetmiyordu.) CHP bu gelişmeler ve çıkartılan bazı dedikodular ve ABD’nin de bu yöndeki isteği üzerine Köy Enstitülerini kapatarak, öğretmen okullarına çevirdiler. Köy enstitüleri öğrencilerini Komünistlikle suçlamaları yine abartılan taktiklerden biri idi. Zira Köy Enstitüleri Rus Rejimi ile alakasız bizzat bu ülkenin milli bir projesi idi. Hatta daha 1924 yılında Amerikalı bir profesörün Atatürk`e , ülke şartlarında eğitimin düzeltilmesi için önerdiği bir modele dayanıyordu. Fakat aynı Amerika bu okullardaki eğitimi istemedi. Ayrıca ülkenin çok partiye geçmesi için baskı yapıyordu. Köy Enstitüleri aslında bir dönem mezun verdi ve 5 yıl süren eğitimde 17 bin 300 öğretmen yaklaşık 1500 sağlıkçı mezun verebilmişti. 1947 yılında Marshall Planı açıklanınca Türkiye bu yardımlardan faydalanmak için hemen çalışmalara başladı. CIA raporundaki Zonguldak dikkate alınarak hemen Zonguldak’ta “Komünizm ile Mücadele Derneği kuruldu. Kurucu Başkanı Bahattin Dökerel idi. (Bahattin Dökerel daha sonra “Kambur Köprü” olarak bilinen Ulu Cami önünde Soğuksu Köprüsünü yapan iş insanı ve müteahhittir.)
1948 yılında kurulan bu derneğin ismine “Zonguldak Kömür Havzası Komünizmle Savaş Derneği ” adı verildi. Amaç E.K.İ ve işçileri de bu derneğe çekmekti. Bu yüzden başkanlığa E.K.İ Müessese Müdürü İhsan Soyak getirildi. Fakat daha sonra İhsan Soyak dernek başkanlığından istifa etti ve derneğin adı da “Zonguldak Komünizm ile Mücadele Derneği oldu.
Fakat dernek oldukça pasif çalışıyordu. Zira ne madenci ne de Zonguldak gençleri derneğe üye olmuştu. Çünkü Zonguldak’ta böyle bir tehlike kimse görmüyordu. Gençleri derneğe çekmek için Zonguldak Halk Evinde bir iki konferans verildi. Kırım Dışişleri Bakanı olan milliyetçiliği ile bilinen Cafer Kırımer Zonguldak’ta Komünizm ’in ne olduğunu anlatan bir konferans verdi. Fakat yine de başarılı olunamadı.
Ta ki 1949 yılına kadar.
1949 yılında Nihal Atsız ’ın kardeşi olan Türkçü Nejdet Sancar'ın eşi Zonguldak’a tayini çıkar. (Tesadüf olmadığını düşünüyorum) Dolayısı ile daha önce ırkçılık ve Turancılık suçlaması ile abisi Nihal Atsız ile 1.5 yıl hapis yatan Nejdet Sancar Zonguldak’a gelir. Zonguldak’ta o dönem çıkan bazı dergilerde yazarlık yapar. (Zonguldak’tan ülkeye mesaj veriyorlardı.) Bu yazılar ülke gündemine oturan yazılardır. Daha sonra Mehmet Çelikel Okulu’nda derslere girmeye başlar. Nejdet Sancar'ın sınıfta konuşmalarını , Çelikel öğrencileri , dönemin Zonguldak gazetecilerinden Turan Tınay’a , aktarırlar. Öğrenciler Sancar’ın sınıfta İnönü hakkında “diktatör, bunak” gibi laflar sarf ettiğini söyler. Bunun üzerine Turhan Tınay gazetesinde bu konuyu ele alır . “Bu Öğretmen Derhal İstifa Etmelidir” başlıklı yazı yazar. Turhan Tınay'ın yazısı konuyu mahkemeye taşırken Turancı Nejdet Sancar apar topar Edirne’ye tayin edilir. Dernek ise bir süre sonra ilgisizlikten kapanır.“Komünizm ile Mücadele Derneği “Zonguldak’ta CHP destekli kurulan ve giderek suistimal edilen bir dernek oldu. Daha sonra Zonguldak Milletvekili olacak dönemin gazetecisi ve matbaa sahibi DP ‘li Ali Rıza İncealemdaroğlu, CHP ve İnönü düşmanlığı ile bilinen dernek başkanı Halit Taşman ve Nejdet Sancar gibi isimler bu derneği suistimal etmeye başlamış ve amacı aştığı görülmüştü. CHP'nin başlattığı Komünizm ile mücadele derneği , CHP'lilere karşı kullanılmaya başlandı.
1949 yılında kurulan Zonguldak Gazeteciler Cemiyetinin Başkanı Turhan Tınay’ın kaleme aldığı yazı aynı zamanda Nejdet Sancar'ın İnönü’ye hakaret davasına dönüşmüş ve Nejdet Sancar Zonguldak’tan gönderilmiş ,dernek ise kapatılmıştır.Daha sonra dernek İstanbul ,İzmir ve Ankara’da kuruldu. 1960’lı yıllardan sonra ülkenin çeşitli yerlerinde kurulan Komünizm ile Mücadele Derneği, bu dernekle alakası yoktur. ABD başkanı Truman ve Dışişleri bakanı George Marshall' , Komünizm ile mücadele kapsamında bazı ülkelere destek vereceklerini açıklamaları üzerine ,bu parasal desteği almak ve Rus tehdidinde ABD güvencesine girmek adına yapılan bazı politikalardan, Zonguldak’ta nasibini olumlu ,olumsuz şekilde almıştır.
Bu desteğin adı Marshall Yardımları olarak bilinir. Ve CIA raporunda Zonguldak yer alır. Bu aslında ABD’den gelecek olan paranın büyük kısmının Zonguldak’a yatırım olarak verilmesinde de rol oynar. Çünkü gönderilen para, sadece Komünizm ile mücadele altında yapılacak yatırımlar için kullanılmak zorundaydı. Bu neden ile Zonguldak’ta bir çok yapı ,bu dönemde Marshall Yardımları parası ile yapılmıştır. İşçilerin şehre çekilmesi için yapılan Bahçelievler'de lojmanlar. Bugün Zonguldak’ın en büyük mahallelerinden biri olmuştur. Zonguldak Limanı Güney Mendireği, Zonguldak ve Çatalağzı Lavuar gibi gelişmeler Menderes zamanında bu paranın kullanımı sırasında kazanıldı. İnönü zamanında yapılan anlaşma ve projeler olmasına rağmen , paranın kullanılması Menderes hükumetine nasip oldu. Hatta bu konuda Fevkani Köprüsü bu yüzden hem İnönü Köprüsü hem de Menderes Köprüsü olarak dilendirildi. Bir kısım proje İnönü’ye ait dese de bir kısmı Menderes’indir diyerek Köprünün adının kendi desteklediği liderin ismi ile anmak istemiştir.
Bu olay 1950’den sonra Kemalist kadroların tasfiyelerine neden olmuş ve ülke bambaşka bir rotaya yönelmiştir. Zonguldak'ta Demokrat Parti iktidarı 1960 ihtilaline kadar Zonguldak'ın tüm milletvekillerini almıştır.
1960 sonrası ABD ,Türkiye’ye yönelik politikalarını daha da farklılaştırdığı görülür. Örneğin 1940 yılındaki Turancılık daha çok ateist ve deist iken , 1960 sonrasında Ülkücü adı altında örgütlenen milliyetçiler , İslamcı milliyetçilere dönüşmüştür. Böylelikle Cumhuriyet Dönemi’nde ABD’nin bölgedeki politikaları neticesinde ilk İslami örgütlenme Ülkücüler ile başlamış oldu. Solcu gençler ise Komünist ve Maocu gibi çeşitli Rus yanlısı örgütlere yönelmiştir.
Ne garip ki ; hem solcular hem de sağcılar Atatürk`e saygı duymakla beraber, kendi devletinin rejimi yerine, iki güçlü devlet lehine etki altına girerek ,bölünmeye başlamıştır.
Böylelikle 14 sene süren Atatürk dönemi devrimler ve ilkeler, iki süper güç arasında yaşanan soğuk savaş nedeni ile boşa çıkarılmıştır.Hayati Yılmaz ile
Zonguldak TarihKaynaklar: Siyasi Tarih, Propaganda, Komünizmin İç Yüzü, Zonguldak Komünizmle Mücadele Derneği Yayınları, Zonguldak Birgün Matbaası, 1950
Komünist Nedir? Zonguldak Komünizmle Mücadele Derneği Yayınları
Kızıl Cennet Masalı-Nejdet Sançar-Zonguldak Komünizmle Mücadele Derneği Yayınları
NEJDET SANÇAR (ATSIZ) - ZONGULDAK KOMÜNİZMLE MÜCADELE DERNEĞİ YAYINLARI
NAZIM HİKMET MESELESİNDE AHMET EMİN YALMAN'A CEVAP
Uludağ Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi , Erkan Aydınlı