Topaloğlu’nun açıklaması şöyle: “Yerel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde siyasi partiler kentimizi ve ilçelerimizi yönetecek Belediye Başkanı ve Meclis Üyelikleri için adaylarını farklı biçimlerde adaylarını belirleme çabası içindeler.
Partiler aday belirlerken taleplerimiz.
Aday olacak belediye başkan adayları öncelikle. Sosyal ve katılımcı bir yerel yönetim anlayışına sahip olmalı ve bunun gereği olarak bir toplumsal sözleşme imzalamalıdır.
Demokratik kitle örgütlerinin, meslek kuruluşlarının görüşlerini dikkate alan katılımcı, şeffaf bir anlayışla kenti yönetecek adaylar ortaya çıkarılmalıdır.
Çevre ve ekolojiyi önemseyen hayvan haklarına saygılı bir anlayışa sahip olmalıdır.
Biz tüketicileri perişan eden, İÇİLEBİLİR UCUZ SU VE UCUZ VE ÇAĞDAŞ TOPLU TAŞIMA SAĞLAYACAK ADAYLAR TESPİT EDİLMELİDİR !
Kentimizi Ankara'dan değil yerelden yönetecek adaylar tespit edilmelidir.
Kentimize gelen öğrencilere, beslenme barınma vs konularda sahip çıkacak bir aday tespit edilmelidir.
Kentimiz ve ortak değerlerine sahip çıkan, ben yaptım yaparım anlayışından uzak ortak aklı olan bir aday ortaya çıkarılmalıdır.
Kenti yazboz tahtasına çevirmeyen, halkın bir kurşunu dahi ziyan etmeyecek Kamusal belediyecilik yapacak nitelikte olmalıdır.
Bu talepler çoğaltılabilir, evet kentimiz bugün içinden çıkılmaz bir halde çamur deryası içinde yayaların araçların iç içe geçtiği hergün kaos yaşandığı bir kent haline dönüşmüştür. Aslında artık bir kentten söz etmek mümkün değildir. Cumhuriyetin ilk illerinden biri olan zonguldak artık bir köy kent niteliğine kavuşmuştur.
Biz geçmişte olduğu gibi herhangi bir siyasi parti ayrımı yapmadan doğru yapılanları destekledik yanlışları da eleştirdik. Bugünde aynı anlayışla bir sivil toplum örgütü olarak görüşlerimizi ortaya koyacağız. Biz tüketici örgütü olarak 30 yıldır hak mücadelesi veriyoruz vermeye devam edeceğiz.”
Partiler aday belirlerken taleplerimiz.
Aday olacak belediye başkan adayları öncelikle. Sosyal ve katılımcı bir yerel yönetim anlayışına sahip olmalı ve bunun gereği olarak bir toplumsal sözleşme imzalamalıdır.
Demokratik kitle örgütlerinin, meslek kuruluşlarının görüşlerini dikkate alan katılımcı, şeffaf bir anlayışla kenti yönetecek adaylar ortaya çıkarılmalıdır.
Çevre ve ekolojiyi önemseyen hayvan haklarına saygılı bir anlayışa sahip olmalıdır.
Biz tüketicileri perişan eden, İÇİLEBİLİR UCUZ SU VE UCUZ VE ÇAĞDAŞ TOPLU TAŞIMA SAĞLAYACAK ADAYLAR TESPİT EDİLMELİDİR !
Kentimizi Ankara'dan değil yerelden yönetecek adaylar tespit edilmelidir.
Kentimize gelen öğrencilere, beslenme barınma vs konularda sahip çıkacak bir aday tespit edilmelidir.
Kentimiz ve ortak değerlerine sahip çıkan, ben yaptım yaparım anlayışından uzak ortak aklı olan bir aday ortaya çıkarılmalıdır.
Kenti yazboz tahtasına çevirmeyen, halkın bir kurşunu dahi ziyan etmeyecek Kamusal belediyecilik yapacak nitelikte olmalıdır.
Bu talepler çoğaltılabilir, evet kentimiz bugün içinden çıkılmaz bir halde çamur deryası içinde yayaların araçların iç içe geçtiği hergün kaos yaşandığı bir kent haline dönüşmüştür. Aslında artık bir kentten söz etmek mümkün değildir. Cumhuriyetin ilk illerinden biri olan zonguldak artık bir köy kent niteliğine kavuşmuştur.
Biz geçmişte olduğu gibi herhangi bir siyasi parti ayrımı yapmadan doğru yapılanları destekledik yanlışları da eleştirdik. Bugünde aynı anlayışla bir sivil toplum örgütü olarak görüşlerimizi ortaya koyacağız. Biz tüketici örgütü olarak 30 yıldır hak mücadelesi veriyoruz vermeye devam edeceğiz.”