CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğrul, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) bünyesindeki Kozlu, Karadon ve Üzülmez Müesseseleri'nde alınan geçici kapatma ve üretim durdurma kararına ilişkin açıklama yaptı. Ertuğrul açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Zonguldak Valiliği ve Bakanlıklara teslim edilen raporlarda üretimin derhal durdurulması istendi. Raporda havalandırma, elektrik ve nakliyat alanlarında eksikler olduğu belirtiliyor. Bu kararın arkasında yalnızca teknik eksiklikler değil, yıllardır ısrarla dile getirilen işçi açığı sorununun görmezden gelinmesi, iş güvenliği ve sağlığı önlemlerinin alınması gerekliliğinin görmezden gelinmesi ve kurumsal ihmaller zinciri yatmaktadır. Defalarca yapılan uyarılara, sayısız rapora ve sendikal çağrılara rağmen, maden ocaklarındaki işçi ihtiyacının karşılanmaması, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmamış olması bugünkü durumu adeta kaçınılmaz hale getirmiştir.
Bugün üretimi durdurulan bu üç büyük müessese, Zonguldak ekonomisinin ve bölgedeki binlerce ailenin geçim kaynağıdır. Bu karar, yalnızca üretimin değil, bölge halkının sosyal ve ekonomik yaşamının da durdurulması anlamına gelmektedir.
Geçtiğimiz yıl 20 Mart 2024 tarihinde benzer bir kapatma kararı da Armutçuk Müessesesi için alınmıştı. Sonrasında hemen ardından TTK Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada üretimin devam ettiği, haberlere konu sorunun çözüldüğü, normal çalışma düzeninde faaliyetlere devam edileceği belirtilmişti. İlgili sendikanın açıklamasında ise yazının ‘yanlışlıkla’ yazıldığına dair ifadeler kullanılmıştı. Bunlar bölgemiz için takip edilmesi gereken çok ciddi konular. Gündeme sürekli kapatma üretim durdurma konuları getiriliyor. Müfettiş raporunda yer aldığı belirtilen eksiklikler daha önce birçok Sayıştay raporunda da yer aldı. Uyarılar yapıldı varsa eksiklik giderilsin dedik. Bakanlık bu uyarıları hep görmezden geldi. Amaç üretimi durdurarak kapasite küçülterek bu kurumları yok etmek mi? Yoksa Bakanlık gerçekten işçilerimizin iş sağlığını ve güvenliği gözetiliyor mu? Bu soruların gerçek ve samimi cevaplarını almak istiyoruz. Bizim yaptığımız uyarılarda da talebimiz her zaman TTK’nın var olması ve işçilerimizin güvenli ortamlarda yeterli istihdamla çalışmaları olmuştur.
Sormak istiyoruz:
• Müesseselerdeki bu eksiklikler varsa eğer giderilmesi için gereken önlemler tüm uyarılara rağmen neden sağlanmadı? Yapılan teftişler neden daha önce yapılmadı?
• Yıllardır açık açık dile getirilen personel ihtiyacına, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınması uyarılarına neden kulak tıkandı?
• Bu kapatma kararları, kamu işletmelerini verimsiz göstererek, özelleştirmenin alt yapısını mı hazırlıyor?
• TTK'nın üretim kapasitesi kademeli olarak daraltılarak, maden sahaları özel şirketlere mi devredilmek isteniyor?
Zonguldak halkı bu soruların cevabını beklemektedir. Emekçilerin alın teriyle büyüyen bu topraklarda, kamu eliyle yürütülen üretimin sonlandırılmasına izin verilmeyecektir. Üretimin kamusal denetim altında, güvenli koşullarda ve yeterli istihdamla sürdürülmesi en temel talebimizdir.
Geçici kapatma kararlarının kalıcı mağduriyetlere dönüşmesine izin vermeyeceğiz, üretimin kamusal denetim altında, güvenli koşullarda ve yeterli istihdamla sürdürülmesi adına sürecin takipçisi olacağız."
Bugün üretimi durdurulan bu üç büyük müessese, Zonguldak ekonomisinin ve bölgedeki binlerce ailenin geçim kaynağıdır. Bu karar, yalnızca üretimin değil, bölge halkının sosyal ve ekonomik yaşamının da durdurulması anlamına gelmektedir.
Geçtiğimiz yıl 20 Mart 2024 tarihinde benzer bir kapatma kararı da Armutçuk Müessesesi için alınmıştı. Sonrasında hemen ardından TTK Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada üretimin devam ettiği, haberlere konu sorunun çözüldüğü, normal çalışma düzeninde faaliyetlere devam edileceği belirtilmişti. İlgili sendikanın açıklamasında ise yazının ‘yanlışlıkla’ yazıldığına dair ifadeler kullanılmıştı. Bunlar bölgemiz için takip edilmesi gereken çok ciddi konular. Gündeme sürekli kapatma üretim durdurma konuları getiriliyor. Müfettiş raporunda yer aldığı belirtilen eksiklikler daha önce birçok Sayıştay raporunda da yer aldı. Uyarılar yapıldı varsa eksiklik giderilsin dedik. Bakanlık bu uyarıları hep görmezden geldi. Amaç üretimi durdurarak kapasite küçülterek bu kurumları yok etmek mi? Yoksa Bakanlık gerçekten işçilerimizin iş sağlığını ve güvenliği gözetiliyor mu? Bu soruların gerçek ve samimi cevaplarını almak istiyoruz. Bizim yaptığımız uyarılarda da talebimiz her zaman TTK’nın var olması ve işçilerimizin güvenli ortamlarda yeterli istihdamla çalışmaları olmuştur.
Sormak istiyoruz:
• Müesseselerdeki bu eksiklikler varsa eğer giderilmesi için gereken önlemler tüm uyarılara rağmen neden sağlanmadı? Yapılan teftişler neden daha önce yapılmadı?
• Yıllardır açık açık dile getirilen personel ihtiyacına, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınması uyarılarına neden kulak tıkandı?
• Bu kapatma kararları, kamu işletmelerini verimsiz göstererek, özelleştirmenin alt yapısını mı hazırlıyor?
• TTK'nın üretim kapasitesi kademeli olarak daraltılarak, maden sahaları özel şirketlere mi devredilmek isteniyor?
Zonguldak halkı bu soruların cevabını beklemektedir. Emekçilerin alın teriyle büyüyen bu topraklarda, kamu eliyle yürütülen üretimin sonlandırılmasına izin verilmeyecektir. Üretimin kamusal denetim altında, güvenli koşullarda ve yeterli istihdamla sürdürülmesi en temel talebimizdir.
Geçici kapatma kararlarının kalıcı mağduriyetlere dönüşmesine izin vermeyeceğiz, üretimin kamusal denetim altında, güvenli koşullarda ve yeterli istihdamla sürdürülmesi adına sürecin takipçisi olacağız."
