Ne ilk kez geliyor başıma ne de son…
Aylardır yazılan çizilene tek satır cevap vermedim…
İnanmayacaksınız ama tek satırını bile okumadım da…
Anlam veremediğim bir hırsla kalbindeki irini kalemine mürekkep yapan arkadaşlarımızı artık kamuoyuna değil Allah’a havale ediyorum…
Çünkü ne yazık ki kamuoyu bu konuda son derece samimiyetsiz…
Medyanın hışmına uğrayanlar mevzu kendisi olunca feryadı figan ederken, başkalarına yönelik itibar suikastı söz konusu olunca bıyık altından gülmeyi tercih ediyorlar.
Bu işler böyledir…
Bir adım öne çıkarsanız çelme takmak için bekleyen çok olur…
Pirpirik olduğumu bilen medyadaki amansız takipçilerim (!) ile geçmişi ve yaşanmışlıkları unutup fütursuzca saldıranların ittifakını anlayabiliyorum.
Kötü insan yoktur…
Her insanın kalbinde iyilik ve kötülük vardır…
Gerisi insanın tercihidir!
*
Dedim ya öfkeme yenilmemek için okumuyorum diye…
Meğer neler yazmış iki gözümün çiçeği…
Ne demişler; büyük lokma ye büyük konuşma!
Ben hiç bir zaman “tarafsız” olduğumu söylemedim sevgili toplum mühendisi, siyaset bilimci, 9 ışık doktrini yazan bilge adam, sevgili Batuhan Karamalak kardeşim…
Ama 29 yıllık gazetecilik hikâyemde “objektif” olmaya özen gösterdim.
Hata mı?
Tillahını yaptım…
Ama özür dilemeyi de bildim…
“Küçük” dünyasında, “kötü” kalbiyle aklınca tilkiye yaranmak için kargadan çaldığı peynirden kendisine düşen payını almak isteyen Batuhan kardeşime ısrarla kalbini ve ağzını arındırmasını tavsiye ediyorum. 4 Mart 2024 tarihinde açıkladığımız “11.2” puan farkıyla Tahsin Erdem’in önde olduğu ankette kararsızların oranı “15.3” çıkmıştı. 15.3’lük kararsız oylar, partilerin aldığı oy oranına göre dağıldığında iki parti arasındaki puan farkı “16.92” oluyordu. Peki Pazar günü yapılan seçimde Tahsin Erdem, Selim Alan’a yüzde kaç fark attı: 16.96…
Aynı ankette Yeniden Refah Partisi üçüncü sırada çıkıyordu. Yani nokta atışı bir anket oldu. Biz de anketin havasını atmayı bilirdik. Sahada görev yapan üniversiteli anketör kardeşlerime “adil” olmalarını özellikle söyledim.
Emeği geçen herkese özellikle anketin tasnifinde uykusuz kalan Ömer Çağla Kaya, Serhat Öner ve Emirhan Erdem’e sonsuz teşekkür ederim.
Seçim sonuçları açıklandığında arayıp takdir edenlere teşekkür edip tevazu göstermeye özen gösterdik. Ama bugün bir arkadaşım aşağıdaki köşe yazısını bana gönderince bir şeyler yazmak farz oldu.
Batuhan’dan özür ve tebrik nezaketini beklemek yerine, kaleme aldığı yağ kokan satırları hatırlatmayı tercih ettim.
Batuhan zehirli bir akrep gibi kendisini sokmaya devam ederse arkasından bir “Fatiha” okuyan bile bulamaz.
Küfürbaz kalemiyle “Saygı” yerine “korku” salmayı tercih etmesi onu muteber yapmaz!
Sevgili babası Emin ağabey, bu durumdan rahatsız değilse bize de susmak düşer!
Emin ağabey, ne der ne düşünür bilmem…
Pekiiii… Şimdi aşağıdaki köşe yazısını yazan Batuhan kardeşim bu durumda ne durumuna düştü?
*
İşte, “mandıra filozofu”(sübniminal mesaj içerir) Karamalak’ın o müthiş siyasi öngörü içeren makalesi
Seçim atmosferi git gide ısınıyor.
Adaylarını saha çalışmalarını sürdürüyor.
Tahsin Erdem,
İkinci makas ağırlıklı çalışıyor.
Tabi birde,
Saha yansımasının ölçümlemesi var.
Ömer Selim Alan,
Anket çalışmalarında en ciddi isim.
Hizmet süreci boyunca,
Ölçümlemeler yaptığını biliyoruz.
Son anketlerde,
Ömer Selim Alan,
Önde çıkıyor.
Tahsin Erdem kanadı da,
Saha çalışmalarını sürdürüyor.
Mustafa Özdemir,
Gün içinde,
Anket yaptıklarını söyleyerek,
Sonuçları açıklamış.
Zaten tarafsızlığını kaybetmişti.
Bir de taraflı anlayış ile anket yapmış.
Algı operasyonu yapmaya çalışıyor.
Neymiş,
Tahsin Erdem,
11 küsür puan öndeymiş.
Yahu arkadaşlar,
Buna kim inanır?
Bari algı operasyonu çekeceksiniz,
Makası yakın tutun da,
Taban daha çok asılsın.
Şimdi,
CHP’liler ‘Nasıl olsa öndeyiz. Rahatız’ diyecekler.
Hepten sıkıntıya gireceksiniz.
Ne diyeyim!
11 puan fark yoktur.
Yüzde 50 fark vardır.
Gönlünüz hoş olsun.
Bundan yıllar önce bir açık oturumda Doğan Taşdelen ile Melih Gökçek tartışırken Melih Gökçekîn insanı zıvanadan çıkaran tavırları sonrasında Doğan Taşdelen oturumun yöneticine " Sevr Antlaşması sonucu yurdumuzu işgal edenler ülkemizi yakıp/yıktıkları gibi yurttaşlarımızı katletmiş, kadınların ırzına da geçmişlerdi.İşte o ırza geçmeler sonucu ortaya çıkan nezhebi belirsizler bir şekilde toplumda önümüze çıkabiliyor " şeklinde bir benzetme yapmıştı.Onun için çok kafana takma , objektif olmaya, araştırmalara devam et, bizi habersiz bırakma.Bir de unutma bugün güçten yana tavır koyanlar , terazinin dengesi değişince haktan/hukuk ve adaletten senden daha çok bahseder olurlar.Çünkü bizim ülkemizde kilometre kareye düşen nezhebi belirsiz sayısı başka ülkelerin sayısından hala daha çok fazla.(Bu da benim anketim:)) Sen yazıp, sen okuyacak kadar kalsan bile hırsızlığı, yoksulluğu, özgürlüğü ve sevgiyi yazmaya devam et. Gerisi, delikleri yanlış yere açılmış zurna gibi ses çıkarsın.
Batuhan bedelli askerlik borcunu ödüyor Mustafa, sen yanlış anlamışsın..
Sevgili Mustafa: Doğru bildiğin yoldan hiç ayrılma. "Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz" unutma. Selam ve Saygılarımla