Miray Cruise Gemisi ve Zonguldak'ın çocukları…

Türkiye’nin üç bir tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen gemiyle yapılan ticaret; hele hele turistik geziler yok denecek kadar azdır. Cruise   gemimiz olarak  ilk defa Mirayla tanıştı ülkemiz. Seyahat ve tatil amaçlı donanımlı bir gemiydi .Diğer  cruiesiere göre orta büyüklükte ama hemen hemen her ülkeden çalışanları ile tam bir birleşmiş milletler gibiydi. Tek fark burada kavga yok barış vardı sevgi vardı, saygı vardı ve de sımsıcak dostluk rüzgarları hakimdi. Tamı tamına 330 kişiydi çalışanı hizmet edeni…

Her zaman gemiyle seyahat etmek istememize rağmen bir korku, bir kuşku vardır içimizde…Ya batarsa, ya midemiz bulanırsa ya bilmem ne gibi endişeler kaplardı içimizi. Ama bir taraftan da onunla  seyahat etme heyecanı vardı yüreklerimizde. .Ben bu sevinci-sevgiyi bugüne dek iki kez yaşamıştım .İlki mecburu idi. Trabzon’dan  Zonguldağa  Tırhan vapuru ile 5 gün süren bir göç seyahati. İkincisi de 1975 yılında Ege adlı beyaz renkli bir vapurla ,üniversite imtihanı  için, Zonguldak’tan   İstanbul’a gittiğim bir deniz yolu seyahatimdi .Güle oynaya sevgili arkadaşım Fikret Aysel ile güvertede yaptık bu yolculuğu. Bu  seyahatler  beni o kadar çok etkilemiştir ki, her bir anımı dün  gibi hatırlarım o günkü gibi heyecanlanırım. İşte böyle duygularla Miray Cruies gemisiyle tatil yapmaya karar verdik.Ama sevgili Hamdi babanın( T.T.K eski Genel Sekreteri Hamdi Günvar ) ile onun çok kıymetli eşi Kutlu Dere ablamızın desteklerini de unutmamak gerek .Çok kıymetli oğulları Mustafa Kemalin bu gemide Direktör olması bizim bu geziye  gitmemizin en büyük nedeni oldu.                                         

Yunanistan ve adalarını görmek, gezmek hep aklımızda olan bir düşünceydi. Eflatunun sıkça bahsettiği Santoroni adasını, Osmanlının iz bıraktığı ,meşhur direnişi yapan şövalyelerinin diyarı Rodosu  ,Atinayi, Pireyi ve de Mikanos adasını gezip görmek bizi de oldukça heyecanlandırıyordu. Seyahatimizin 42.evlilik yıl dönümüne rastlaşması  da bu geziyi bizim için daha çok anlamlı yapmıştı. En önemlisi de bizi bu gezide hiç yalnız bırakmayan ,tüm ihtiyaçlarımızı gideren ,bizlere sevgilerini dostluklarını esirgemeyen, öz verili ,güler yüzlü, adı gibi kos kocaman yüreğe sahip, güven verici, neş’eli kısacası mükemmel ötesi bir şahsiyete Mustafa Kemal Günvar’a çok ama çok teşekkür ediyoruz. Donanımı ,kültür birikimi ve hoş-nükteli sohbetleri ile bizim yıldızımız oldu. Yalnız o mu? Birde etiyle tırnağı ile mücadele ederek Miray Cruiesde  Direktörlüğe kadar yükselmiş bir başka gurur kaynağımız Hakan Çuteli vardı. Bizlere her konuda yardımcı olan, sevecenliği ve çalışkanlığı ile gönüllerimizde yer alan biri oldu .Seni de çok sevdik Hakanım! Sizler Zonguldak’ın çocukları olarak bizlerin her daim gurur kaynağı oldunuz…Saçınızın telinden ,akıttığınız terinden ve tırnak uçlarınıza kadar hak ederek geldiniz bu yerlere. Helal olsun sizlere! Mustafa Kemal’im, Hakan Çutelim ve de Menşurem sizlere bir kez daha teşekkürler…..Sizlerle gurur duyduk…

Değerli okurlarım, Miray Cruisenin  ülkemizin ilk özel cruise gemisi olmasının ötesinde yapmış olduğu sosyal ve yardım hizmetleri de hiçbir zaman unutulmayacaktır .İskenderun limanına demir atarak deprem felaketinden dolayı barınma ihtiyacı olan 1400 kişiye kapılarını açarak onların barınma, yeme, içme ihtiyaçlarını karşılamıştır. Ve Filyos limanına oradaki tesislerin montajını yapacak teknik personeli getirip bir müddet onlara hizmet etmiş barınmalarını sağlamıştır.

İkinci cruıse gemisini de alan Mirayın sahiplerinin inanıyorum ki ,Zonguldak’ın çocuklarının üstün performansı, yetenekleri oldukça sırtları yere gelmez!  Ve şehrimdeki tüm dostlarıma tavsiyem mutlaka bir cruise gemisiyle seyahat etsinler. Onları orada  yetenekleri, gayretleri, sıcak dostlukları ile karşılayacak mutlaka bir Mustafa Kemalleri, Hakanları var olacaktır… 

Erol Çakır-Eylül 2023