Uğur Mumcu: ”Emperyalizmin en büyük korkusu baruttan sonra en tehlikeli buluş saydıkları milliyetçi uyanıştır. Atatürkçülüğü ve milliyetçiliği yadsıyarak solculuk yapma gafletine düşen bir sol, Türkiye’de hiçbir zaman başarılı olamadı, olamaz da…Türk Milliyetçiliği Türk halkının yabancı çıkarlara karşı korumak demektir…”
Rahmetli Uğur Mumcuyu ben ve benim gibi “Ülkücülerin” anlaması biraz geçte olsa yiğidin hakkını yiğide vererek gerçekleşerek ona olan saygımız, sevgimiz bir kat daha artmıştır. Bizleri ister 12 Eylülü ve öncesini yaşamış, çilesini çekmiş milliyetçiler olarak tanımlarsınız. İsterseniz de, daima gerçeğin peşinde olan yurtsever kişiler olarak da görebilirsiniz. Ve hatta ünlü milliyetçi düşünür ,hayatının büyük bir kısmını Sovyetler Birliğinde yaşamış Türkolog Yusuf Akçura’nın dediği gibi “Milliyetçilik ile Sosyalizm yan yana birbirini tamamlayan kavramlardır.” Bu nedenledir ki, kendi yanımda sol bir düşünceyi her daim korumuş ve savunmuşumdur. Akçura’nın biz Türk Milliyetçilerini devrimci bir ideolog, Türk düşüncede yer edinmiş laiklik, uluslaşma, kadın hakları, adalet, hukuk, eğitim gibi akımlarda modernleşmeyi benimsemiş düşüncelerini her zaman yolumuzu aydınlatan fikirler olarak benimsemişizdir.
Her ülkücünün benim gibi düşünmesini bekleyemem tabi ki… Farklılık olabilir. Ancak bu düşünceler katılan oldukça fazla sayıda ülkücü-milliyetçi kişilerin varlığı da inkâr edilemez. Benim ilerici düşünce yapım, sol fikre hiç de uzak olmamam “Ülkücü kimliğime” asla zarar vermez! Bilakis zenginlik katar fikri yapıma… Ve şunu bilin ki yüce dinimizi zaafa uğratan üfürükçülere, cemaat ile tarikatlara, şeyhlere, şıhlara, yobaz hocalara karşı durmam benim muhafazakâr yapıma asla zarar vermez! Dini kullanan dinciler, aklımın hiçbir yerinde yer bulamazlar! İnancımız tam ve başka inançlara saygılı tutumumuz özümüzün bir parçasıdır.
Rahmetli Alparslan Türkeş’in MHP’ nin Ankara büyük kurultayını, Nazım Hikmet’in “Memleketim” şiiri ile açarken bize öğrettiği, dikta ettirdiği Atatürkçülük düşüncesi kalbimize ve beynimize işlenmiştir. Ve kendisine sonsuz sevgim olan Muhsin Yazıcıoğlu da bizzat benimde bulunduğum seminerlerde söylediği şu sözü hala kulaklarımda: ” Ülkücüyüm diyen her kişi Atatürk’ün NUTUK kitabını mutlaka okumalı! Onu anlamak, milli mücadeledeki etkisini ve inkılaplarını özümlemek için…”
Ama biz, Avrupa ve Amerikan emperyalist güçlerin talimatı ile Atatürk düşmanlığını toplumumuzun her bir kesimine, bazı siyasi partiler, sözde düşünce kuruluşları, cemaat ve tarikatlar ile yaymaya çalışıyoruz. Lakin başaramadılar, başaramayacaklar! Atatürk’ü yok etmeye çalışanların asıl amacının Türk Halkının birliğini yok etmek isteyenlerdir. Ve bizlerin bu şer odaklarına karşı mücadelesinden kimsenin kuşkusu olmasın!
Ülkemizde genel görünüm ise maalesef hiç iç açıcı değil. Siyaset iliklerimize kadar işlemiş. Topluma hizmeti gaye edinenler küçük hesaplar peşine koşmakta, halkın çıkarlarını değil kendi siyasi geleceklerinin peşine düşmeyi ilke edinmişler maalesef. Son zamanlarda yaşanan felaketlerin çaresine bakmaktan ziyade orada bile siyasi menfaatler peşindeler. Koruma altına aldıkları kurum veya kişilerin yaptıkları yanlışları kapatma peşine gitmeyi tercih ediyorlar. İnanın millet bunu affetmeyecektir! Bu sözüm iktidara ve muhalefetedir. Hiç ayrım yapmıyorum. Kim suçluysa ceza görmeli ki ,aynı hatalar tekrar edilmesin! Bu insanlık görevidir siyasi sorumluluk değil…
Ülkemize ,savaştan kaçıp sığınan göçmenlerin durumu ise ayrı bir sıkıntı. Doğru dürüst bir göçmen politikamız bile yok. Altı milyona yakın göçmenlerin ülkemizdeki misafirliği savaş bitmesine rağmen bitmedi. Azalır diye beklerken korkumuz o ki bir o kadar daha artmasıdır. Gelirken her gün binleri bulurken, geri dönüşlerde onlarca oluyor. Ve içlerinde terörist, bilmem şu bu ülkenin askeri, ajanı… Yani “ne idüğü belirsiz ” yüzler ,binler , milyonlar…Üstüne üstelik binlercesini de birkaç oy uğruna Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaptık…Unutmayın ki bu kabuller kazanç yerine zarar getirir…Bakın Almanya’ya ; kendi ülkesindeki göçmenlere akıllıca bir proje dahilinde geri dönüşlerini sağlıyor. Silkinip kendimize gelelim artık! Emeklinin, işçinin, memurun ne zor şartlar altında yaşamını sürdürdüğünü görmeli ve enerjimizi buna göre yönlendirmemiz gerekmiyor mu? Gerek iktidar, gerekse muhalefet halkımızın yaşam kalitesini yükseltmenin peşine düşmeli çözüm üretmeli! Ve , siz milletin vekilleri, küçük hesaplar yapmayı bırakın da, ülkemizin, şehrimizin hizmete ihtiyacı olduğunu görün! Yatırımları bölgenize çekmek için projeler yapın, kanunlar çıkartın; basite kaçıp inşaat çavuşluğu yapmayın! Size oy veren bu halkı küçük görmeyin!
Şehrim Zonguldak içinse o kadar karamsar değilim. Şehrin içinden geçen dere ıslah projesinin tamamlanması yavaşta olsa devam etmekte. Köprünün yıkılmasından sonra curcunaya dönen trafiğin düzelmesi umudumu devam ettiriyorum. Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdemin yapıcı tutumu, hizmetlerinde siyasetten uzak, çözüm odaklı olması umudumu daha çok artırıyor. Hele ki, sosyal hizmetlerinde en güzel örnekleri vermesi, emekli, yoksul, çocuk ve kadınlar üzerine yaptığı projeleri gerçekleştirmesi Tahsin başkanı çok daha uzun yıllar şehrimin başkanlığında görecek gibiyiz.
Bir başka kurum da var ki, yaptığı çalışmalar, projeler ve hizmetler onu gözde bir kurum yapıyor. Bu kurum, Bülent Ecevit Üniversitesidir(BEÜ).Rektörü Prof.Dr.İsmail Hakkı ÖZÖLÇER’in bilimselliğinin yanında “Anadolu vari” samimi ,içten ve yansız yönetimi onun başarısının anahtarıdır sanırım .Ve tabi birlikte çalıştığı ekibinin kalitesi de buna en büyük etken olmakta. Akademik, bilimsel çalışmalarının, ülkemizdeki diğer üniversiteler arasında zirve yapması ise takdir edilecek bir durumdur. Öğrencilerimizin BEÜ ‘yü tercih etmesi, ayrıca uluslararası sıralamada saygın bir yere yükselmesi ise alkışlanmalıdır. Ve, tasarruf tedbirlerine rağmen Tıp Fakültesi polikliniğinin, Eczacılık Fakülte binası ile diğer ek binalarının yapımı tamamen Rektör İsmail Hakkı ÖZÖLÇER ile ekibinin özel gayretleri ile gerçekleşmiştir. Takdir edip kutlamak, onları hizmetleri için baş tacı yapmakta bizim görevimiz.
Kalın sağlıcakla…
Çok değerli tespitler yapılmış, son yıllarda okuduğum içi dolu makalelerden.Kaleminize sağlık
Kalemine sağlık,güzel yazmışsın.Selamlar sevgiler
Kalemine sağlık…