Arayan üç kişi “müdür, müdür müdür?” Cenk Koray esprisindeki anlama uyuyor. Yani aynı kelimenin üç kere tekrarından oluşan anlamlı Türkçemizin olağanüstü ender cümlelerinden. Çünkü dört yıldır BKM’de aynı nakarat: “Tadilata girecek, tadilata girecek, tadilata girecek, tadilata…”
Zonguldak Belediye Kültür Merkezi, kısaca BKM diye bildiğimiz merkezdeki bu kendine özgü bina çoklu amaçlara uygunluğuyla özellikle Zonguldak’ta kültür sanat ile uğraşanlar için uzun bir süre çalışma ve etkinlik merkezi oldu. Zaten cumhuriyetimizin ilk ili konumundaki Zonguldak için bina halkın kültür ve sanata en kolay ve ücretsiz ulaşabileceği Halk Evi olarak tasarlanıp, inşa edilmişti, ta 1930’larda… 1930’larda demek ki insanlar kültüre ve sanata bugün olduğundan fazla yatkınmış.
BKM, AKP’nin 2019 yerel seçimlerinde Zonguldak’ta belediyeyi kazanmasıyla neredeyse lağvettiği ya da var olan yapıyı ters yüz ettiği bir birim oldu. Oysa üzerine bir şeyler koyularak daha iyi hale getirmek mümkünken mevcut yapı “önceki belediye yönetiminin başarısıdır” diye düşünülerek paramparça edildi. Bu süreçte varlığını bu bina etrafında sürdüren pek çok sanat topluluğu ve sanatçı sürekli bir “ne olacağı” konusunda kafa karışıklığına mahkûm edildi. Bu Ömer Seyfi Alan’lı bir belediye dönemi süreci boyunca sürdü. Sanatçı ve mekândan çeşitli kültürel amaçlarla yararlananlara, gelip giden BKM müdavimlerine “BKM tadilata girecek, para geldi, yakında tadilat başlıyor” denilerek oyalama yapıldı. Sonrası için de belirsiz şeyler söylendi…
Sürecin öncesinde BKM’ye bağlı olarak kursları devam ettiren eğitmenler çeşitli haksızlıklara mahkûm edildi. Kimi işsiz kaldı, kimi riske girip kendi yerini açmak zorunda kaldı. Yetenekli eğitmenler, yetenekli öğrencilerinden ayrılmak zorunda kaldı. Bir de arkalarından dedikoducu bir tayfa türedi. Çirkindi. Yakışmadı. Ama her şeyden önce kültür ve sanat üreten BKM ölü ve metruk bina haline getirilmeye neredeyse mesai harcandı. Kurslar kapandı, yatırım yapılmadı, insanlar uzaklaştırıldı ve o “müdür, müdür müdür?” konçertosundan “tadilat olacak, para geldi, bakan gitti, şey etti, şöyle dendi” dendi de dendi. Bir şarkı vardı 80’lerde. “Nenni de nenni…”
Neyse ki sonunda BKM tadilat denen şeye girdi. Meğer boya badana işiymiş denilen tadilat! Şimdilerde yani tam da yerel seçimlere giderken boya, badana ile bir makyaj tazelemesi yapılıyor BKM koridorlarında. Hiç yoktan iyidir diyeceğim ama Zonguldaklı sanatçıların faydalanmasından ve eskisi gibi kurs etkinliklerinin yapılabilmesinden uzakta BKM halen. Doğru dürüst bir bilgilendirme de yapılmıyor. Sanırım bu konuyu da eleştirel noktadan bir ben yazıyorum ama gördüğüm kadarıyla Fevkani Köprüsü kadar olmasa bile BKM’nin ne olacağını merak edenler takip ediyor.
Evet, sonunda bize gelen duyumlar neticesinde sürpriz ve bu yazıya manşet olan müjdeyi de haber almış olduk. BKM’nin hemen merdivenlerini çıktıktan sonra karşımıza çıkan yılların resim atölyesi, yüzlerce kişinin yararlandığı, resim ve el işleri ürettiği, benim de uzun mesai harcadığım mekân emekli kıraathanesi olacakmış. Zonguldak’ın okey ihtiyacına çözüm olacak bu oy toplamak için popülist olmayan tamamen emeklileri düşünerek yapılan göz yaşartıcı hizmet “bedava çay, bedava kek” şeklinde 7500 lira alan emeklileri sevindirecektir. Ben de o durumda olsam sevinirim. En azından bir süre yani seçimler sonrasına kadar bedava çay ile tasarruf etmek mümkün olacak. Artık hayatımız “günü kurtarmak olsun da nasıl olursa olsun”a dönüştü zaten! Hayırlı olsun!
Tabii resim yapan, tiyatro, müzik gibi sanatlarla uğraşan yani üreten emeklilere, emekçilere ve yeni yetişen kuşaklara “tadilat” dışında başka ne diyecek yöneticiler acaba? Dört yıldır “başınızın çaresine bakın, sanatçı mı sanıyorsunuz siz kendinizi,” açıklığında yanıtlar bekliyoruz artık. Ki BKM, anlayalım ki bundan sonra o eski BKM olmayacak. Yani bilinen açılımıyla Belediye Kültür Merkezi. Yeni açılımı ‘Belediye Kıraathanesi Merkezi’ olabilir. Böylece BKM kısaltımı değişmemiş olur. Netlikte bir şeydir. Bakın ne kadar net!
-“Müdür, müdür müdür?”
-“Okeye dördüncü lazım… Emekli olur, müdür olur… Çaylarrr…”
-“Burası Halk evi olarak yapılmış mirim…”
-“Evet, evet Atatürk için bir oda bile düşünmüşler zamanında, gelir de dinlenir diye…”
-“ Sanki koridordan bir çığlık sesi duydum…”
-“Hoş bir sedadır 0!”
-“Hayır, biri sanki arya söylüyordu…”
-“BKM’de hayalet var diyorlar… Tiyatrocu replikleri duyanlar olmuş salonun orada… ‘Olmak ya da olmamak’ filan gibi…”
-“Bazen tiner kokusu da alıyorum bu salonda, resim atölyelerinde olandan…”
-“Nargile kokusudur o…”
-“Okeye dördüncü geldi…”
-“Müdür müdür?”
Özeleştiri: Bunca yazıyı yazıyor eleştirimizi yapıyoruz da sanmayın, kendimizi göklere çıkarıyoruz falan… Her şeyi zamanında açıklıkla konuşup şu an emekli olmuş başkanları razı etseydik, BKM’nin geleceği bu kadar belirsiz olmayabilirdi. Zonguldak Belediye Kültür Merkezi Zonguldaklılar için bir kazanımdı(r)… Gelip geçen başkanların bunu anlamasına mahkum olmadan kültür merkezini Zonguldaklı sanatçılara garanti eden resmi bir belgeye dökülmeliydi.
Memleketin çivisi çıkmış ne kadar liyakatsiz adam ivarsa atanmış her tarafa İmam torpil morpil Rizeli Trabzonlu hemşeri ayakları yazıklar olsun memleketi bitirdiniz Hadi bakalım ne olacak sonunuz
Kömürkentimin önemi kömürün ömrü kadarmış ülkemin gözünde. Sanayi alanı kalmadı, kömürr madenini kapattılar sayılırken yerine iş kapasiteside oluşturulmadı.Bu yaptıkları kadadar kültür ve sosyal hayatı da kapatıyorlar. AKM miz vardı sayesinde devlet tiyatrolarıyla tanışmıştık, kapattılar. Neymiş tadilat yapacağız. BKM miz vardı kapattılar tadilat yapacağız diye. BKM gibi yediden yetmişe kültüründe, el beceri kurslarından, Resim atölyesinden, müzik kurslarından on çeşit dalda hizmet etkinlik veren şehir insanını sosyalleşmesinde en yüksek katkısı olan böyle bir binayı atıl hale getirmekle hangi akla hizmet ediliyor anlamak mümkün değil...ki o binada ben 80 li yıllarda resim kursuna katılmıştım, oğlum bugün 35 yaşında Milli eğitimde öğretmen bağlama çalmayı bu kurslarda öğrendi. Kızımda mimar yine BKM kursunda gitar çalmayı öğrendi. Ve ben hala resimle haşırneşirim. BKM binamızın önünden her geçtiğimde sebep olanları lanetliyorum.