Değerli Okurlarım,
Bazı kurumlar, oluşumlar vardır ki toplumdaki kanaat önderlerine benzerler. Maddi imkanları, makamları ve yetkileri olmasa da yapma, yaptırma gücünü elinde bulunduranlara toplum yararına projeler, öneriler üretme, bunların gerçekleştirilmesinde rol oynama güçlerine sahiptirler. Kent konseyleri (KK) bu tür oluşumlara en iyi örnektir.
Kozlu’nun daha yaşanabilir bir kent olması için elinden geleni yapmak isteyen bir gurup hizmet gönüllüsünün, Yük. Müh. Barış Demirel’in öncülüğünde, 2021 yılında Kozlu’da da Kent Konseyi (KKK) oluşmuştu.
Oluşan bu konsey iki yıllık ilk görev süresini doldurmuş ve son yapılan yerel seçimler sonrasında da yeni genel kurulunu oluşturmuş, 29 hazira 2024 tarihinde yapılan kongresinde başkan ve yönetim kurulu üyelerini, genel sekreterini belirleyerek, önceki dönemde olduğu gibi yine Yük.Müh. Barış Demirel’in başkanlığında üç yıl sürecek ikinci hizmet dönemine başlamıştır.
Geçtiğimiz günlerde, Konsey başkanı, yeni yönetim kurulu üyeleri ile birlikte, Değerli Kaymakamımız Sayın Hüseyi ECE’yi, ilçe müdürlerini ve Belediye Başkanımız Sayın Altuğ Dökmeciyi, daha sonra da Kozluda bürosu olan siyasi partileri ziyaret etmişlerdir.
Yönetim kurulu üyesi olarak benim de katıldığım bu tanıtma ve nezaket ziyaretlerinde, ziyaret edilen tüm değerli makam sahipleri, Kozlu’nun daha yaşanabilir bir kent olması ile ilgili her türlü projeye, öneriye destek olacaklarını, eleştirilere kulak vereceklerini ve yeni yönetime başarı dileklerini ifade etmişlerdir.
Ziyaretler, ziyaret edilen yöneticilerimizin Kozlu için önemli ve öncelikli gördükleri konulardaki görüşleri öğrenme, yeni çalışma döneminde yoğunlaşılması gereken konuları belirleme açısından da yararlı olmuştur. Bu arada, Havzadaki ve diğer ilçelerdeki kent konseyleri arasında da metropolitan alan olma özelliği de göz önünde bulundurularak, yakın ilişkiler içinde olunmasının yararlı olacağı da ifade edilmiştir.
Sizlerin işleri daha da zor Sayın Başkanlarım!
Havza kentlerin, dürüst hizmet etmek isteyen yeni belediye başkanlarının, KK’lerinin ve diğer kamu yöneticilerin işlerinin diğer kentlerdekilerden daha zor olduğuna inanıyorum. Yarım asrı aşkın bir zamandır, bir karayolu mühendisi ve öğretim üyesi olarak görev yaptığım bölgemizde, Kişisel bilgilerime ve deneyimlerime göre, bu zorluklar kapsamında aşağıdaki hususlar sayılabilir:
.Havzada tüm imamların sarıklarının beyaz olmasını sağlayan sabunu üreten ve pek çoklarının, gücüne göre, ucundan, kenarından tırtıklamaya alışkın olduğu fabrikanın (TTK’nın), günümüzde kas gücü ile yapılan hiçbir ekonomik faaliyetin sürdürülebilir olamadığı ve kömürün yarattığı çevre sorunları gibi nedenlerle kapanma evresinde olması,
.Yakın ve yakın öncesi dönemlerden gelen ve genelde rant döngüsünden ve vahşi kentleşmeden kaynaklanan kötü kentleşme mirasın diğer birçok kentten çok daha ağır olması,
.”Kamu binaları, sanayi bölgeleri gibi kamusal amaçlar için yer bulamıyoruz “ denilirken, yeşil alan olarak görülen, (değil kıyı-kenar!),denize sıfır olan yerlerde imar parselleri yaratılıp üzerlerine iş merkezlerinin ve rezidansların yapılabilmesi,
.Üzerinde 15-20 katlı binaların olduğu imarlı bir yerleşim alanının bitişiğinde, (içinde tescilli termal kaynak ve mağaraların bulunduğu) bir yerde (Ilıksu mevkiinde), 350-400 dönüm genişliğinde (çok ihtiyaç duyulan sanayi bölgesi olmaya da çok uygun) bir alanın, (dış zorlamalarla!), çevre canavarı taş ocağı, kırma-eleme tesine ve beton santralına tahsis edilebilmesi gibi vakıların yaşanmakta oluşu,
.Havzanın, TTK’dan sonra Amiral Gemisi olması beklenilen Üniversitenin, kente sağladığı ekonomik katkı açısında, ulaşabileceği maksimum noktaya ulaşmış olması ve önümüzdeki zaman içinde (başka üniversitelerde olduğu gibi) bazı bölümlerinin, öğrenci bulunamadığı için kapanmasının, öğrenci sayısının azalmasının kaçınılmaz olacağından mevcut katkı düzeyini sürdürebilmesinin de zor olacağı,
.Kozluda ve başka yerlerde olduğu gibi, birçok okulda kalabalık sınıflarda ikinci öğretimler yapılırken, il merkezindeki Fen Lisesinin derme çatma, tasman hasarlı bir binada; Kozlu Endüstri Meslek Lisesinin, bir gecekondu mahallesinin sonundaki doğru dürüst yolu olmayan bir yerde öğrenim gördüğü bilinmektedir. Buna karşın, özel ilgiye mazhar ayrıcalıklı bazı okulların ise, yeni konforlu binalarda ve FETÖ’den intikal eden muhteşem manzaralı kampüslerde, yarı kapasite ile öğretim yapıyor olması gibi sıkıntılı durumların olması,
.Ülkemizde, Zonguldak ve Kozlu’nun çevre yolu olmayan tek il ve orta boy ilçe olması. Bu durumun kentin trafik sorununu artırmasına ve yeni yerleşim alanları yaratılmasına engel oluşturması, (Çevre yolunun aciliyeti!)
.Daha yakından gördüğüm Kozlu esnafının da, genelde, 10-12 bin maden işçisinin çalıştığı ve “Ne satsam nasıl olsa alıcı buluyor !” dönemlerinden gelen ve alıcıya yüz vermeyen, yüzü gülmeyen başkanlıklarının hala sürmekte olması, (Misafirr öğrencileri kentten soğutması!)
( Kozlu halkının da, genelde, plajlarını, denizini, parklarını, meydanlarını ve tüm çevreyi koruma ve kullanıma konularında, maalesef, yakın ve uzak birçok kente göre daha fazla duyarsız, özensiz ve ilgisiz oldukları.)
.Havza genelinde yaşanan mülkiyet yetersizliğinin ve (çoğu orman ve hazine ilişkili) arazi ihtilaflarının çok fazla olması. Bu ihtilaflarla ilgili davalarda, 1950 yılında ve öncesinde çekilmiş hava fotoğrafları ; teknik standartları çok yetersiz olduğu bilinen ve arazi ile de pek uyuşmayan orman kadastro planları ile adalet dağıtılmaya çalışılması,
.Örneğin Kozlu’nun, sakinlerinin tamamına yakınının, Üniversitenin dört fakültesinin, iki yüksekokulunun 5-6 bin öğrencisi ve öğrenci yakını; 600 yataklı üniversite araştırma hastanesinin çalışanları ve 2500 yataklı kız yurdunun öğrencileri olan yeni bir mahallesi ( Kozlu Esenköy Mahallesinde) bulunmaktadır. Bu mahallenin 15-20 katlı binalarının tüm kanalizasyonların ya (zaman zaman tıkanıp geri tepen) mağaralara bağlanmış olması ya da yollardan akması; yaya kaldırımı ve bir m2 park yeri olmayan bir mahallesinin olması gibi sıkıntılı durumların olması,
.Zonguldaklıların yüzlerce km uzaklıktaki turistik sahil kentlerine gidip etrafları taşlarla, makilik alanlarla çevrili koylarını görmek için tekne turları yaparken, yaşadıkları kentin, ilin, denizini koylarını, ya uzaklarda görmeleri ya da hiç görmemeleri gibi önemli olumsuzluklar sayılabilir.
Şüphesiz, bu olumsuzlukların birçoğunun, merkezi yönetimden kaynaklandığı ve belediyeleri aştığı da aşikârdır.
Bu arada, bu bölgesel zorluklarla birlikte ülkede yaşanmakta olan ekonomik sıkıntılar ve bu kapsamda uygulanmakta olan (vatandaşa yönelik!) tasarruf tedbirleri yeni başkanlarımızın işlerini daha da zorlaştırdığı ifade edilmektedir. Ancak yine de, önceden de bilinen bu zorlukları aşmanın yollarını bularak başarıya ulaşmaları beklenmektedir. Zira asıl değerli başarıların zorluklar aşılacak ulaşılan başarılar olduğu bilinmektedir.
Başkanlarımızın ve diğer yöneticilerimizin, yaşamakta oldukları zorlukları aşma kapsamında, başta (genelde pek geçerli not alamadıkları bilinen personel varlığı olmak üzere) tüm mevcut imkânların etkin kullanılması, şeffaf yönetim, (Konforlu makam odalarından, lüks makam araçlarından başlamak üzere), her alanda, merkezi yönetime de örnek olmak üzere tasarrufa önem verilmesi gibi hususların önemli olacağı aşikardır.
Yeni başkanlarımıza ve tüm yöneticilerimize, KK’lerimiz gibi gönüllü kuruluşlarımıza ve kişilere, yaşamakta olduğumuz kentlerin daha yaşanabilir olması için yapacakları çalışmalarında başarılar dilerim.
Şenol KUŞCU; Temmuz 2024 Kozlu - Zonguldak