Değerli Okuyucularım,
1970’li yıllarda, Karayollarında görev yaparken, Devrekt’te Saadettin Sarımurat isminde, serbest çalışan, muayenehanesi olan, bir doktorumuz vardı. Yedek subay doktor olarak gelmiş, buraya yerleşmiş ve Devrek’li olmuştu. Doktor olarak bulunduğu yıllarda, Devrek’te yaşayıp da onun muayenesinden geçmeyen, verdiği ilaçlardan, tavsiyelerden derman bulmayan (aile fertlerim de dâhil!) bir Devreklinin olabileceğini düşünemiyorum. Onun muayenesinden geçmeden, yönlendirmesi olmadan başka bir doktora ve sağlık kuruluşuna giden bir Devreklinin olduğunu da sanmıyorum.
O yıllarda, birçok ilçemizde, günümüzde uygulanmakta olan, Aile hekimliği uygulaması ile ilgili düzenlemelerde belirtilen amaç ve görevleri, bulunduğu ilçe düzeyinde gerçekleştiren rahmetli Sadettin Bey gibi doktorların olduğunu da bilenlerdenim. ( Örneğin, Kastamonu Araç’ta çok uzun yıllar Hükümet Doktoru olarak görev yapan ve Kocabaş Doktor olarak anılan Rahmetli Kemal Sarışen gibi!)
20 yıl kadar önce, Ülkemizde Aile Hekimliği ilk basamak sağlık uygulaması başladığında; Devrek’te, görev yapan Rahmetli Doktorumuz Sadettin Beyin ve Araç’ta görev yapan rahmetli Kemal Bey gibi doktorlarımızın yaptıklarını hatırlamış ve çok sevinmiştim. (*)
Ancak, geçen 20 yılda görüp yaşayan ve bir oğlu doktor olan, az-çok bilen bir kişi olarak, proje ile ilgili düzenlemelerde belirtilen amaç ve fonksiyonların gerçekleştirildiği başarılı bir uygulamanın olduğunu söylemenin mümkün olmadığına inanıyorum.
Mutlaka görevlerini çok iyi yapan, Aile Sağlık merkezleri ve aile hekimlerimiz vardır. Onlara ve görevini iyi yapan diğer çalışanlara saygımız, sevgimiz eksiksizdir. Ancak ailemin bağlı olduğu Aile Hekimliğinde, kendilerine ilettiğimiz ilaç isimlerini, bizleri kırmadan yazmaları, bazı aşı taleplerimizi karşılamaları dışında bir hizmet aldığımızı pek hatırlamıyorum.
İkametgâhımıza yakın olduğu ve ilgilerinden memnun kaldığımız için, (bir miktar fark ödemesi olsa da!) bazen Aile hekimliği hizmetini Üniversitemiz Araştırma hastanesi Aile Hekimliği Polikliniğinden almaktayız. Aralık 2024 ortalarında, mevsimsel bir rahatsızlık için gittiğimde, görevli doktorumuza şikâyetimi anlatmıştım. Kendileri “ Hocam, bazı önemli kan değerlerinize de bir bakalım. Aç iseniz şimdi, değil iseniz daha sonra kan verin. O sonuçları da görelim.” Demişlerdi.
O gün kan vermiş ve ertesi gün tekrar gittiğimde tahlil sonuçlarına bakmışlar ve “Hocam, yaşınıza göre, birisi hariç, sonuçlar çok iyi. Ancak prostat değeriniz yüksek. Mutlaka Üroloji polikliniğine de gidiniz.” yönlendirmesini yapmışlar, mevsimsel rahatsızlığım ile ilgili bir iki ilaç vermişlerdi.
Bu yönlendirmeye uygun olarak da, daha sonra, Üroloji polikliniğine de gitmiş ve Aile hekimimizin söylediklerini kendilerine iletmiştim. Görevli genç doktorumuz da kan sonucuna bakmış ve prostat ile ilgili parmak muayenesini de yaptıktan sonra Emar görüntülemesine havale etmişti. 8-10 gün içinde yapılmış sonuç çıkmıştı. Tekrar gittiğimde, Emar sonucuna da bakan Sevgili genç doktorum, ”Durum önemli görünüyor. Biyopsi için yarın, söylediğim saatte üroloji servisine geleceksiniz. Onun sonucu da belli olduktan sonra sürecin asıl devam edeceğine bakacağız.” demişti.
Doktorumuzun yaptığı bu yüksek alarm işareti üzerine, ben de doktor düzeyini yükseltmeye karar verdim ve biyopsi yapılmadan, yakından tanıdığım, bilgi ve deneyimine güvendiğim çok değerli Doktorumuz Prof. Dr.Aydın Mungan Hocamızın Muayenehanesine gittim. Gerekli muayeneyi yaptıktan ve o ana kadar yapılan tahlil ve tetkik sonuçlarına baktıktan sonra, muhtemel sonucu söylediler ve Biyopsi operasyonunu da kendileri yapmışlardı. Onun sonucu da çıktıktan sonra tekrar görüşmek üzere vedalaşmıştık.
Biyopsi sonucu ile gittiğimde, tahmini kesinleşmişti. Teşhis, kötü huylu prostat büyümesi idi. İzlenen rutin aşama sırası, oluşumun, vücudun başka yerlerine sıçrayıp sıçramadığını araştırmaktı. Bu tetkikin adı da “PET “ adı verilen görüntüleme testi idi. 8-10 gün içinde o da yapılmış sonucu belli olmuş vücudun başka bir yerinde kötü bir oluşumun olmadığı anlaşılmıştı.
Değerli doktorumuz, kabarık bir dosyayı göstererek, “ Hocam bu dosyadaki onlarca hastamın hastalığı da sizin hastalığınızdan. Bu hastalığı atlatacaksınız. Ölümünüz bu hastalık yüzünden olmayacak. İki tedavi yolu var. Ya radyoterapi, ya da ameliyat. Kemoterapi olmaz. Her iki yöntemin artıları ve eksileri şunlardır:…. Hangisini uygulayacağımızın kararını siz vereceksiniz. Bir, iki gün düşünüp kararınızı verin ona göre süreci sürdürelim …” dediler.
Düşündüm ve kendilerine ameliyat kararımı bildirdim. Ameliyatı Ereğli’deki özel bir hastanede, açık yöntemle yapacağın; bildirdiği gün ve saatte adı geçen özel hastanede olmamı ve gittiğimde hastanenin üroloji doktoru ile görüşmemi bildirdiler.
Bildirdiği tarih ve saatte, söylediği özel hastaneye, eşimle birlikte sessizce gittik! Giriş yapıldı. 15 Aralık 2024 tarihinde, Üniversitemiz Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Polikliniğinde başlayan süreç, 15 Ocak 2025 tarihinde, saat 10’da Ameliyat masasına yatma ile devam etti.
Ameliyat sonrasında, Hastanenin üroloji doktoru olan ve ameliyatımıza da giren Sayın Operatör Dr.Okan Yavuzalp, başıma gelerek, geçmiş olsun dileklerini iletti ve yarım saat kadar süren ameliyatın çok iyi geçtiğini, vücut kas ve doku yapısının çok sağlıklı olmasının ameliyatı da kolaylaştırdığını söylediler.
Böylece, 80 yaşıma gelene kadar hiç yatmadığım hastane yatağında yatmış, hiç müdahale görmeyen fabrika ayarlarımda bir oynama sürecini de yaşamış oldum. Buna da çok şükürler olsun.
Üç gece yattıktan sonra, önümde sonda, yanımda sarkan torba ile 17 Ocak Cuma günü de, taburcu edildim ve eşimle birlikte yine sessizce evimize döndük. Ameliyat sonrası 15.günde Üniversitemiz Üroloji servisine sonda ve dikişler alındı. Hastanede de ve sondanın alındığı zamana kadar evde geçen 15 gün içinde, öksürme ve yatıp kalkmalar sırasında, ameliyat bölgesindeki acımalar dışında bir sorun yaşamadım..
Bu gün, sondadan, torbadan kurtulduğumun dördüncü günü. Olması beklenen ve zaman içinde iyileşeceği söylenen ve ara-sıra oluşan cüz-i bir sızıntı dışında bir sorun yaşamamaktayım. Bu arada süreçten haberdar etmediğim yakınlarımın ve dostlarımın hoş görülerini dilerim.
Rahmet ve Teşekkürler
Aile hekimliğinin bilinmediği, imkânların çok zor, şartların çok ağır olduğu yıllarda, sınır tanımayan doktorlar olarak, canla, başla görev yapan çok değerli Doktorlarımız, Sadettin Sarımurat, Kemal Sarışen gibi iz bırakan doktorlarımıza Allahtan rahmet dilerim.
Nezle-grip gibi bir nedenle gittiğim Üniversitemiz Araştırma ve uygulama Hastanesi Aile Hekimliği Polikliniğinde, Aile Hekimliği görevine uygun olarak, hiç şikayetimin olmadığı bir konuda beni uyaran ve yönlendiren Aile Hekimimize ve onun gibi görev yapan aile hekimlerimize;
.Yönlendirmeye uygun olarak, yakın bir ilgi ile teşhis sürecini başlatan, Üniversitemiz Hastanesi Üroloji Polikliniğimizin genç doktorlarına,
.Teşhis ve tedavi sürecini yakın ilgi ve ihtimamla sürdürüp sonuçlandıran Çok Değerli Doktorum, Sayın Prof Dr. Aydın Mungan’a ve Operatör Dr. Sayın Okan Yavuzalp’e içten teşekkürlerimi arz ederim.
Tüm hastalarımıza acil şifalar, doktorlarımıza kolaylıklar dilerim
Şenol Kuşcu, Emekli Öğretim üyesi, Ocak 2025 Zonguldak
(*) Fahri bir Devrek’li olarak, eğer bu güne kadar olmamış ise, rahmetli Doktorumuz Sadettin Sarımurat’ın adının Devrek’te yaşatılmasının güzel bir kadir-kıymet bilirlik örneği olacağına inanıyorum ve değerli Başkanımız Sayın Özcan Ulupınar’a saygı ile öneriyorum.
























Hocam çok geçmiş olsun. Allah acil şifalar versin. ????????
Hocama büyük geçmiş olsun dileklerimi ileterek yaşamı boyunca saglık sıhhat ve mutluluk temenni ederim
Hocam çok geçmiş olsun, Allah acil şifalar versin inşallah
Hocam gecmiş olsun.saygı ve selamlar
Geçmiş olsun
Hocam çok geçmiş olsun şifalar diliyorum tedavi süreniz doğru teşhisler ile çok şükür güzel bir şekilde noktalanmış. Devrek:te merhum Sadettin Sarımurat çocuk doktoru yaşlı doktoru herkesin doktoruydu. Ruhu şad olsun
Hocam, geçmiş olsun, Allah şifalar versin.
Değerli Hocam,çokça geçmiş olsun.Acil şifalar diliyorum.